22.12.2012

Kabuklu elma


Bizim evde kışın en çok yenen meyva elmadır . Kocam sagolsun , her aksam üşenmeden dolaptan birkac elma , portakal vs . alır , elleriyle soyar bizim fındıkla oturur yerler. Bogazına takılmasın diye kabuksuz vermeye alışmışız zamanında, öyle de devam etmişiz .

Bugün , anne öğretmenim bize elma verdi diyerek çantasını açtı, elmayı bana verdi , ikiye bölmemi buyurdu. Kabuklu yiyeceğim dedi. Ögretmeni öyle söylemiş , vücudumuza daha yararlıymış dedi. Ulen sıpa , biz desek hayatta sallamazsın . Öğretmen diyince akan sular duruyor .

Evet evet , kıskanmış olabilirim

7.12.2012

Cin Ali

Evde hiç resim yapmıyor , bazen zoraki iki karalama , son derece sınırsız boyama yapıyordu . Aslında itiraf edeyim , yasıtları döktürüken bizimkinin neden Cin Alimsi bile çiziktiremediği hususu kafamı kurcalamaya başlamıştı ki , bu resim çıkageldi.

Amannn bendeki nasıl bir sevinç , nasıl bir mutluluk , hemen instagrama , facebooka falan yükleyip cümle aleme duyurdum . Sanırsın çocuk resimle ilgili bir yetenek sınavını kazandı. Üstelik hatun " Artık gülen ağız çizebiliyorum anneee" diyerek birde eseri hakkında beyanatta bulundu .

Bende siz değerli izleyicilerimle paylaşayım dedim sevincimi :))

3.12.2012

Çocuklarda Uçuk( Herpes)


Son zamanlarda saglık ile basımız epeyce dertte. 1 ayı geckin bir süredir üstümüzden atamadıgımız üst solunum yolu hastalıgımız ve sürekli antibiyotik kullanımı, gece öksürük nöbeti ve geniz akıntıları derken ne Eloş ne bende moral kalmadı. İkimizde okula bol bol devamsızlık yaptık. 2 hafta içinde sadece 1 kez gittiği okul gününün( carsambaydı sanırım)  akşamı yüznde minicik bir kırmızı leke hasıl oldu . Pek anlamlandıramadım. Babamız da sehir dısında oldugundan , gelir gelmez KBB ye gideriz diye düşünüyorduk bogaz enfeksiyonumuz için , ama bu arada saglık ocagından dr. tavsiyesi ile ekimden beri 4. kez antibiyotik tedavimize devam ediyorduk.

Ctesi baba geldiğinde yüzündeki yara 2 tane olmus ve hafif sulanmaya ve yüzeyi büyümeye baslamıstı. Su çiçeğinden şüphelendim . Hemen Urladaki Ada hastahanesinin aciline gittik. Dr. ptesi cildiyeye gitmemizi söyledi. Su çiçeği olmadığını söyledi ama benim içim içimi yiyordu , herhangi bir tedavide önermedi zaten kendisi.
Ptesi Şifa hastahanesinin cocuk hastalıkları bölümündeydik bu kez . Bu arada vakit gectikce ccugun yüzündeki yaralar atlamaya ve burnunun içinde yayılmaya başlamıştı. 4 tane olmustu . Elada acıdıgını söylüyordu . Neyse.. Dr kendinden son derece emin , bunun herpes oldugunu , bagısıklık siteminin cökmesinden dolayı böyle bir virüsün yerleşip cocugu bu hale getrdiğini söyledi. İşin kötüsü bundan sonra her bagısıklıgı zayıfladıgında yine cıkabilirmiş . Çok çok üzüldüm . Okula gitmemesinide söyledi tabi.

Okuldan mecburen izin aldım ve gecen haftayaı beraber evimizde gecirdik . Yaraları baticonla temizleyip bir süre bekledikten sonra üzerine zovirax sürmemiz istendi . Ben ara ara teramycn de sürdüm ek olarak .

Şu anda durumu fena değil . Bugün okuluna gitti uzun aradan sonra , normal rutinimize dönmeye çalışıyoruz , antibiyotiğe devam demişti çocuk hastalıkları uzmanı , onuda bitirdik ama gün içinde bogaz temizlervari öksürüğü halen azalmadı. Bilemiyorum ne yapacagız bu konuda.

Derinin görünümü iyileşse de kasıdıgı için kabuklar erken düşüp , lekelenmeye yol açabilir . Yinede taze derinin çabuk toparlanacağını düşünüyorum.

Bagışıklık konusuna gelince , ne yapacagımı pek bilmiyorum. Bu sürecte farklı annelerden pek cok tavsiye aldım. Propolsaft , tummy gibi destekler mesela . Pek işe yarar görünmedi. Antibiyotikten bizi kurtaramadı. Zencefilli ballı kürler , adacayı , öksürük için hatmi çiçeği gibi gibi. Hatta su an deneme aşamasında oldugum keçiboynuzu suyu ve betazinc var . Bilmiyorum hangisinden fayda görecegiz.

Çok yoruldugum ve sıkıldıgım bir ay oldu kasım ayı, aralık ayını daha saglıklı bir sekilde gecirmeyi umabiliyorum sadece ...

 
Fındığın saçları ctesi günü epey bir kısaldı , bob stil , ense falan açıldı . Taratmayı ve kurutmayı sevmediği için bence yazlık bu saçı kışın kullanmaya başladık .
 
Posted by Picasa

18.11.2012

Halloween 2012










Malum bizim lojmanlar çok uluslu olunca , halloween idi easterdı , yabancı arkadaslar birseyler organize ediyorlar , bizde katılımcısı oluyoruz.
Gecen senede cadılar bayramı seker toplama turuna sokagın basına kadar katılmıs , sonra geri dönmüştük , ufaktı pek birsey anlamıyordu. Bu sefer epey eglendi fındığım.
Önce bizim otoparkta kostümlü minikler toplandı , bal kabagı seklinde hazırlanmış pinyatayı patlattıktan sonra ev ev seker toplamaya basladılar. Balkonunda ışık yanan ailelere ugradık sadece , maille daha önce lojman listesine bildirilmişti olay , dolayısıyla kimseyi rahatsız etmeden bir sekilde eglenceyi bölmemişte olduk .
Resimleri yeni attığım için bilgisayara , bu postta epey gecikmiş oldu

30.10.2012

Bayram tatili

Bayramda Trabzondaydık , kızımın amcasını ziyarete gittik. Trabzon benim cocuklugumun bir kısmının gectiği sehir olarak hayallerimde cok kıymetli tabi. Bir zamanlar yasadıgım ev bu fotodaki. Hem bulmakta zorlandım , hem sevimsiz bir sürücü kursuna dönüşmüş olmaı içimi burktu. Evi sarıp sarmalayan hanımelleri , arka balkondaki asma yaprakları ve bahcedeki güllerden eser bile yoktu, bir ara oturup agladım desem yeridir . 26 sene önce bıraktıgım gibi bulmayı beklemek.. . Evin karsısındaki fındıklıklar , KTÜ girişindeki harman dediğimiz, anneme çiçekler topladıgım o koca yeşil alan  :((( Yerini Kültür merkezi denen koca bir beton yıgınına bırakmıs. Neyse..

 Burası KTÜ içindeki Mimarsinan İlkokulun taban zemini. Yerinde yeller esiyor . :(((

 Okulun arka tarafındaki oyun alanı hiç değişmemiş. Eloşla fırsattan istifade biraz oynadık. Annesinin çocukluğunda oynadıgı parkta oynaması fikri hoşuma gitti :))
 Emin olmamakla birlikte bu sarı bina benim dogdugum ev olmalı diyorum. Tek tük ev olan sakin bir mahalleydi. Şimdilerde üniversite hastanesine giden ana cadde haline geldiğinden park edecek yer dahi bulamadık. Alelacele cektim bu resmi ve hiç vakit gecirmeden hemen atladım arabamıza.

Burası Uzungölden . Ailemle birkaç kez gitmiş olmalıyım. Ama anılarımda hiç yeri yoktu, görmek istediğim yerlerdendi. Fırsat bu fırsat görmüş olduk . 
 Harika manzaralar , köye yakın tarafta bungalov yada pansiyonda konaklama alternatifleriyle turizme kazandırılmış bir bölge olmuş. Düşündüğümden daha temiz ve bakımlı geldi. Hatta Gültekinle birara ilerisi için burada birkacgün konaklama hayalleri kurduk . Birara turla buralara tekrar gelmeli , Hopa tarafı, yaylalar , Fırtına vadisi , Zigana vs. sindire sindire gezmeli diye düşündük. 4-5 gün Trabzon bize yetmedi ..


Bir zamanlar Trabzonsporu tutardım ben , özüme döndüm. Foto meydandaki parktan. Bu arada babamın bürosu bu parka bakardı . O binada yıkılmış , yol gcmiş bulundugu yerden . Hemen yanında koca bir Koton binası. ne tuhaf geldi anlatamam.

Uzun sokakta beton helvacımızı buldum . Annem bize buradan hep cevizli koz helva alırdı . 26 senedir yememişim. Nasıl güzel geldi anlatamam .Suratımdaki ifadeden belli :)))

Burası KTÜ nün sahil tesisleri. Annemle denize girerdik buradan . O gün Eloşumla sahilinden taş topladık .
Tesiste epey degişmiş  , güzelliğinin yerini hep beton ek binalar almış:((

Dönüş yolunda abimlerle seyahat ettik , tesadüf ki onlarda bayramda Trabzondaydılar . Dönüşte Orduda teleferiğe binerek Ordunun Bozetepesine cıktık. Manzara kartpostalları aratmayacak sekilde müthişti.

Teleferikten cektiğim fotolar  telefonda kaldıgı için bununla idare ediverin artık:))

Buradaki fotolara sıgmayan pek çok anı biriktirdik. Eloşçum amcasıyla uzun zamandan sonra tekrar görüşebilmesi acısından da güzel bir fırsat oldu.

Yanısıra benim için anlamlı bir gezi oldu. Lakin Karadeniz elden gidiyor gercekten. Özellikle Ordudan sonra Trabzon sahil seridi ki Of'a kadar epey uzunca bir serit , tamamen betonarme hale gelmiş . O güzelliklere yazık olmus . Hem üzüldüm hem sevindim bu gezide . Böyle de karışık duygular işte..

16.10.2012

Eloştan İnciler

Hiç dogru dürüst not etmediğimden kelli , kızımızın komik laflarını unutuyorum . Konuşma kabiliyitleri , kelime dağarcıkları arttıkça , onları kullanabilme yetileri ile gün be gün bizi şaşırtıyor bu zıpırlar .

Dün hasta olduğunda günü evde geçirdi. Bende dersim olmadığı için işten erken ayrılıp gönlünü eyleyeyim dedim , 2 gündür işe gitmeme pek bozuluyor kendisi:) Neyse , legolar ortaya cıktı , sonra aşcılık , evcilik, alışverişcilik vs bir sürü şey oynadık . Akşam 8 de benim pilim bitmişti artık. Odasına cıktı.

Az sonra hanım üstüne mini mouselu pj leri giymiş , sevimli bir ev halinde iken , bujiteri çekmecemizde ( yaaa bizim öyle bir çekmecemiz de var artık , taclar , tokalar) ne var ne yok dök , hepsini üstüne tak takıştır , gayet rüküş ve en pembe haliyle babasına dogru indi odasından .

E: Baba nasıl görünüyorum havalı olmuş mu ?
G: Dumur halde sesi çıkmaz önce , sonra kıkırdamaya başlar .

O sırada tesadüfen masa üstündeki polaris katalogundan fiyonklu , kırmızı bir babet görür, derhal katalogu alıp babasına .

E: Bu ayakkabı çok güzel , annemle konuşup almasına karar verdim ben,  deyip benim yanıma telaşla gelir.

E: Anne anne , ben bu kırmızı ayakkabıyı istiyom , çok havalı buuu... Hütfen anne hütfennnn...

Bende başladım gülmeye tabi. Havalı kelimesini ilk defa kullandığını duyuyorum .

H: Ela sen nerden duydun bu kelimeyi?
E: E , okuldan !
H: Kim kullanıyor bu kelimeyi arkadaşların mı ?
E: Şöyle şöyle agzımdan konusuyorum anne ..

Öldüm gülmekten. Neyse , lafın kaynağını çözemediysekte , kreşli kızların aralarında bu tür muhabbetleri sıklıkla yaptığına emin oldum neredeyse . Zaten geçenlerde giydirmek istediğim taytı reddetmiş , okuldaki kızların kıyafetini beğenmeyeceğini söylemişti. saçlarının kesilmesine keza , çok karşı. Prensesler kısa saçlı olmazmış .

Nasıl bir jenerasyonla karşı karşıya olduğunuzun farkına varın sayın seyirciler der bugünlük yazıma ara veririm .

12.10.2012

kresten haberler

Gecen hafta belalımız sınıf arkadası tarafından makaslı saldırıya ugrayınca , olaya el koyduk , 4 yas grubundan alıp tekrar 3 yas grubuna geri döndük . Zaten kendiside gözlüklü ögretmenin sınıfına gitmek istiyorum diyordu. Çocuk kulübünde biraz kaynaşmış olsa gerek .

Velhasıl , bu hafta yeni sınıfımıza adapte olma ve gözlüklü öğretmenimiz Bernayla kaynaşma haftası. Bu hafta okuldan hiç şikayet etmedi. Her gün eve mutlu geldi , benimde yüreğime su serpidi şimdilik. Pazar günü kahvaltı organizayonu var. Bakalım katılım nasıl olacak , kimlerle tanışacağız ?

Bu resim bu sabah babası tarafından çekilmiş okulun önünde. Bu ara hiç hoşlanmıyor poz vermekten cadı:)

1.10.2012

merakliana.com

Eloş devlet anaokuluna gittiği için  3'te egitim bitiyordu. Haliyle 3'te çıkması benim günümü bölüp okula gidip onu almam , dönüşte duruma göre ev yada ofiste beraber vakit gecirmemiz demek . Mesaimi böldüğü için sıkıntılı, dersim oldugu günler daha da zor . Gecen hafta babaya paslayabildim ama bu hafta baba sehir dısına cıkacagı için cocugun durumu havada idi. Neyseki 3-5 arasına çocuk kulübü adı altında drama ve ingilizce etkinlikleri konuldu. Bugün uzun süreden sonra ilk kez 5 i beklemekteyim.

Meraktayım çok merakta. Aslında anladıgım kadarıyla yine bünyelerinde ki ögretmenler tarafından verilecek bu dersler. Birinin dil belgesi de varmıs. Kalitesi hakkında emin degilim . İlk etapta bunu da düşünecek durumda değilim gerçi , çalışan anne olmak bu noktada zormuş gerçekten . 

Çok aç mı çıkacak , arabada kriz geçirecek mi açlıktan :))) ( Vardır onun öyle halleri , bir yerlerden muz falan bulaydım :)) ) Eğlenceli olacak mı ? Bir merek bir merak. Birde bu hafta , hep arkadaşlarının onla oynamadığından falan bahsetti, içim burkuldu. Sabah babasına ögretmeniyle konuşmasını söyledim bu konuda lakin oda görememiş kadını. Yardımcı teyzeleleri var Yasemin , birde eski kreşinden bir öğretmen onlarla görüşmüş. Onlar Ela'nın gün içinde okulda gayet mutlu olduğunu söylemişler . İzlemeye devam edeceğiz yavruyu. eski kreşini özlüyor olabilir . Diğerlerine göre geç başladığından henüz sınıfla kaynaşmamış olabilir , olabilir de olabilir. Bu aralar zihnim hep bunlarla meşgul, hafif endişeli hallerdeyim .


27.09.2012

Yeni dönem

Bizim uzun tatil eylüle sarkınca Eloşumda 3. haftasında okula başlamış oldu. Yeni ögretmen, yeni arkadaslar, bol kırtasiye alışverişi , mini vukuatlar seklinde .

İlk gün saat 3 te kızı almaya gittiğimde yerde sınıfında yere oturmus salya sümük aglarken buldum. Bir arkadası sacını cekmiş , hemen yanlarında baska bir cocuk Ege diye bir cocugun sacını cektiğini, yaramalık yaptıgını söyledi. Abartmamaya calıstım , gözünün yasını silip eksik kırtasiyeleri etiketlemeye yönlendirdim kendisini, sonrada ögretmeniyle esyaları sınıftaki dolabına yerleştirdik ve böylece atlattık. Ögretmeninle ilk günden bu tür konulara girmeyelim diye geciştirdim.

Bu sabah okula gitmek istemiyorum diye mızmızlanmaya başladı çıkarken. Derdini sorduk. Ege ona kötü davranıyormuş. Okula gidince ögretmenine bir cıtlatayım meseleyi dedim , cagırdım kadını. Durumu anlattım , cocugumun hırpalanmasını istemediğimi söyledim. Öğretmen "merak etmeyin , durum kontrol altında" falan deyip biraz rahatlatsa diye bakarken , savunmaya geçti. Elanında cok masum olmadıgını , ona karsılık verdiğini söyledi . Bu hafta ikisi arasında sürekli bir cekişme ( oyuncak kavgası sanırım) oldugunu , her zaman müdahale etmediğini, çocukların kendi aralarında sorun çözümleme yoluna gitmesi gerektiği fasa fiso .. ( iç ses : bizimkisi yesin dayagı , otursun pop asagı ne güzel ) . Velhasıl tatminde olmadım , içimde hiç rahatlamadı. Çocuğuma zarar gelmesini istemediğimi, durumu kontrol altında tutmasını rica ederek ayrıldım okuldan.

Akşam yatmaya yakın yatakta günü konusuyoruz, Yine Egenin ona kötü davrandıgından bahsetti , baska kızlara da kötü davranıyor, saçlarını çekiyor dedi. Uzak dur diyebildim , başka çocuklarla oyna o zaman , belki daha sonra iyi arkadaş olursunuz dedim. Ama o benim yanıma hep geliyor annee diyor .

Kısacası işimiz var bu Ege'yle anlaşıldı.
Birde geç başlamanın dezavantajı olsa gerek , hiç arkadaşım yok falan diyor . Abartıyor mudur acaba , yoksa diğer çocuklar bunu oyunlarına mı almıyor ? Merak içindeyim. Umarım en kısa zamanda kendine birkaç kanka edinir sınıftan da bende rahatlarım biraz . Bu ara yürek pır pır hep ..

Ne zormuş bu okul işleri.

24.09.2012

İtalya'ya giderseniz

Hele de Roma'ya , Trastevere de gece yaptıgınız yürüyüş sonrası Casetta di Trastevere denen restorana gidin , benim için bol rokalı bir pizza , ev sarabı götürün , üstüne dünyanın en lezzetli tiramisusundan tatmayı unutmayın. Tabi yer bulursanız .

Piazza de Renzi 31/a 00153 Roma

Nokta atısı diyorum , bak atlamayın diyorum , ona göre :)))

Nereden mi cıktı . Birincisi 10 gün önce döndüğümüz gezimizin notlarını ufak ufak kaydetme ihtiyacı , ikincisi az önce cüzdanı temizlerken atmak üzere oldugum faturadan . Bakıyorumda pizzalar 4-5 euro ( dilim degil , bildiğin pizza ) , 1 lt koca saraba 8 euro , tiramisu 4 euro .. Yediğimiz lezzete göre epey ekonomik.

Burdaki pizza deneyiminden sonra Tr de hiçbir pizzayı begenecegimi sanmıyorum desem abartmıs olmam gercekten . Yiyin gari ...




7.09.2012

Yaygan çanta alar mısın ?

Evet evet aynen bunu söyledi dün bana cüce.

Pazar günü evilik yıldönümümüz , Gültekinin haftaya haftaiçi Milano'da gerceklesecek toplantısınıda fırsat bilip , entegre oldum bu seyahate . Ucus günümüzün tamda evlilik yıldönümüne denk gelmesi hoş bir tesadüf oldu , Romada romantik bir akşam yemeği fikri hakikaten çok cazip . Bu arada serde kuzudan 5 gün kadar ayrı kalmak var.

Japonya eğitimimi saymazsak 2 seneden sonra ilk kez bu kadar ayrı kalacagız. Hem,  o zaman babası yanındaydı en azından , bu kez ikimizde yokuz. Anneme bırakmayı planladık , umuyorum sıkıntısız bir şekilde atlatırız haftayı. Annemle senede 3-4 kez görüşebilselerde beraber çok iyi vakit geçirebildiklerinden , açıkçası çok güveniyorum ona .

Neyse , bu sürecten eli boş dönmek olmaz , şimdiden işliyorum kuzuya birkaç gün ayrı kalacağımızı , dönüşte isterse ona güzel bir hediye alabileceğimizi falan . Önce DVD istedi benden. sonra vazgecip " bana Yaygan çanta alar mısın anne , hemde Winxli ?" deyiverdi. Şu sıralar izmirli anneler platformunda pek konuşulan bir konu sezon itibarıyle çantalar , o yüzden kulak markaya aşina tabi ama , reklamını hiç görmemiştim . halada görmedim aslında , nasıl bir model istediği hakkında fikrim yok , şööle şööle oluyor diye birde el hareketleriyle gösteriyor ne gördüyse TV de artık. Ben ilk önce dumur oldum , sonra bastım kahkayı tabi. Alırım almam orasını bilemem ama Yaygan çantayı satış-pazarlama açısından kutlayayım burdan , reklamlarınız 3,5 yaşındaki bir anaokulu öğrencisini bile etkileyecek kadar başarılı demek ki.

Of off işim var benim bu kızla işim :))) Lisede falan öttürür beni şerefsizim...

16.08.2012

Bayram Öncesi



Resim bu sabah okulunun önündeki bahcede cekilmiş babası tarafından.
Çok şirin buldum , dayanamayıp ekledim hemen .

Yeni okula başlayalı 1 ay oldu . Sandığımdan daha çabuk adapte olsa da sanırım sınıftaki arkadaşlarının çoğunu çok benimseyemedi. zaman zaman eski kreşinde ki arkadaşlarından bahsediyor , oraya da gitmek istiyor ama paramızla rezil olduğumuzu düşündüğüm şimdiki kuruma göre görece daha lüks eski kreşimize dönmek gibi bir niyetim yok dogrusu .

Devlet disiplini biraz bize iyi geldi . Evde de fazla kuralcı olmayan tutumuz dolayısıyla biraz ceki düzen verilmesi gerekiyordu durumuna . Hem sonra yeme alışkanlıklarımızda büyük değişiklik var ki ben buna çok seviniyorum . Eski kreşteki kurabiye kek puding  agırlıklı ara ögünler , listesinde sadece haftada 1 meyve bulunan listeye nazaran şimdiki okulun yeme listesi gözüme daha basit , ev tipi ve ona daha uygun gibi görünüyor . Üstelik evde agzına sebze koymayan kızımın okulda türlü ,bezelye, fasulye gibi yemekleri yemeye başladığını öğrendim . Hatta geçen gün evde biz fasulye yerken masaya kurulup , yemek istediğini söyledi. "Hmmm çok güzelmiş , ben sebzeyi çok severim , sebze çok yararlı " demeye başladı . Pek tabi bendeki his "Ağlamak istiyorum sayın seyirciler " hissiyatı ile aynıydı . Halen sebze yemeye devam , ayrıca yazın bol bol cekirdeksiz üzüm , kayısı gibi meyveleri bol bol , tüketmeye devam ediyor . Diğer kreşteki yeme düzenine göre çok daha sağlıklı beslneir oldu . Çok çok mutluyum .

Onun dışında da keyfi çok yerinde , yaz okulu süresince öğretmeni ile de iyi anlaştı , lakin 10 eylülden itibaren ögretmeni kendi okuluna dönecek ,sınıflar kendi yaş gruplarına göre tekrar düzenlenecek , yeni öğretmene alışma süreci başlayacak. Umarım işinde tecrübeli, sevgi dolu bir öğretmenle devam edebiliriz . Ve tabi sınıf mevcutları bakalım nasıl olacak . 15 kişiyi geçmeyecek gibi bir duyum almıstık ama okulu duyan geliyormus . Kuraya kalabiliriz , ya da mevcutlar biraz artırılabilir belki. Bilemiyorum . bende merakla bekliyorum yeni dönemi , az kaldı.

Maddi avantajdan bahsetmiyorum bile , şimdiki okula neredeyse 4 te 1 fiyatını ödüyoruz öncekinin. Epey rahatlattı bizi açıkçası .

Şimdi önümüzde bayram var , Ispartaya  babaanne dede yanına gidiyoruz , döndükten sonra bir seminerim olacak , hiç hazırlık yapmaya fırsatımın olmadıgı , oda aradan cıksın , tatil moduna ancak girebilecegim . ) Eylülde yıldönümü hediyem İtalya gezisi geliyor ve Eloş ilk kez bizden 5 gece ayrı kalacak . Önemli bir sınav bizim için . Hemde endişe verici , bakalım nasıl atlatacagız süreci , dönüşte biraz Ankara'da anne kucağı ve hemen ertesi dönem başlıyor zaten . Yaz okulu epey yogun gecti ve çokça vaktimi aldı . Pek dinlenme fırsatım olmayacak gibi ama İtalya olayı bana iyi gelecektir diyorum .

Hal böyleyken böyle.

Okuyan herkese , sevgi dolu geçecek , mutlu bir bayram diyorum .


29.07.2012

Ama pop'un yok

Pop muhabbetini hatırlar mısınız bilmem , benim pop yani boyun bölgemdeki et beni ile bizim kuzunun samimiyetini gecmiş postlarımdan birinde anlatmıstım . Özellikle emzirmeyi kestikten sonra bizim pop Eloşun uyku propu, canı acıyınca sakinleşmek için bazende anneyle samimi bir ilişki kurmak isteyişinin simgesi oldu adeta . El hemen popta , ya da her aksam uykuya dalmadan mutlaka dokunur , bir süre el boyun bölgesinde dolasır falan. 
Gecenlerde elinde bir yara bandı, pop üşümüş diye yapıstırmaya calısıyor. Baska bir gün aşka  gelip ben anneyi seviyorum , popuda seviyorum diyor vs..:)))

Bugün nerden bulduysa 20 li yaslara ait bir foto bulmuş gelmiş. Anne bu kimmm? diye sordu. Benim annem dedim. Hayıy bu sen degilsin . neden dedim. Burda annenin popu yok .. Biz Gültekle önce dumur olup sonra gülmeye başladık tabi. Kısacası ikna olmadı o resimdekinin annesi olduğuna.

Hafta sonunu evde geçirdik , sıcak , biraz babacıgın tembellik etmek istemesi derken bol TV li ve ev aktiviteli bir gün oldu. Gültekinde , aslında bende hafta içi yogun gecirdiğimizden , dünde oruc tutmak istemesinden kelli , gündüz cıkmadık. Aksam Çeşmealtına dondurma yemeye ve pazar gezmeye gittik . Bugünse full evde olunca canımız sıkıldı tabi. Ela 3 gündür sagolsun Alvin ve sincapları defalarca segrederek ve bizide buna maruz bırakarak bay getirdi. Ama bu film bastan sonra segrettiği ve ilgsinin dagılmadıgı ilk film olarak tarihimize gecti. Suluboya yaptık. Balonları angry birds seklinde boyadık. Cupcake yaptık ki , en cokta hamuru yalamak ve üzerini yıldız sekerli toppingle süslemek konusunda hevesliydi kendileri . Zaten kendi teklif etti yapalım diye . Aslında uzun zamandır anne-kız başbaşa birşeyler yapmamışız , iyide oldu .


19.07.2012

temmuz haberleri


Bu harika resim Mügenin kadrajından .

Biz blog dünyasında görünmezken hayatımıza yeni dostlar eklendi . Eloşun 2 arkadası daha oldu internet dünyasından:)
Ailemiz büyüdü , kuzenim evlendi ve Eloş düğünde gelin ve damada çiçekler attı. Çok eğlendi.
Hazırlık aşamasında annesinden görüp kuaförde kulagıma egilerek , benimde sacımın önünü kestirebilir miyiz diye sordu , manikürcü kıza ojelerini sürdürdü .
Ankarada anneanne basta olmak üzere aile üyeleriyle hasret giderdi, Andacın peşinden hiç ayrılmadı.
Dillendi, ballandı , herseyi anlar, sık sık ettiği laflarla bizi dumur eder oldu .
Kresi degiştirdik , devlete baglı bagımsız bir anaokulunun yaz okuluna devam eder oldu. Cabuk uyum sagladı , 2 haftadan sonra ilk kez bugün eski okulunu özlediğinden bahsetti ama dönesimiz yok . ( Özellikle ben şimdilik bu karardan memnunum, son zamanlarda canımı sıkan çok sey birikmişti )
Anne yaz okulundaki derslerine basladı , dönemden bile sıkı giden 5 haftaya koca dönemin derslerini sıgdırmaya calısıyor , yogun, sıcak ve yorucu geciyor aslında .

Denize nedense pek az gidiyoruz , bundan sonra artık uzunca bir süre sehir dısına kacıs olmayacagına göre sanırım haftasonlarımız denizde gececektir. Gülbahcede gidilesi tek plaj olunca sagına dönsen ögrencin , soluna dönsen okuldaki bir personel derken aslında kampüs ortamından pekte sıyrılamıyorsun . Can sıkıcı olsa da sallamamaya karar verdim. Cocugumla eglenmeme bakacagım . Yinede ögrencilerimin etrafta olmamasını tercih ederdim sanırım:)

Ela puddle jumperdan kolluklara yumusak gecisi henüz yapamadı . Nedense ( belkide vücut agırlıgından dolayı) batar gibi olup su yutuyor , panik oluyor. Halbuki 1.5 yas videoları var , o zamanlar kollukla cok daha rahat yüzüyormus aslında. Bu yaz sonuna kadar biraz daha cesaretlenecegini umuyorum. Kuma nazaran suya ilgi ve alakası devam ediyor, ama havuzu kesinikle daha cok seviyor. Arada sırada okul cıkısı ex ögretmeni ve Batusuyla bulusturup havuz sefası yapmasını saglıyorum. Anaokulumuzda arastırıyormus havuz olanaklarını , olursa iyi olacak aslında. Havalar sıcak ve cocuklar kapalı mekanda kan ter içinde kalıyorlar . İzmirde cocukluysan klima birincil , havuz imkanı olan bir ev yada yazlık ikincil ihtiyac bence , hele de yazın. Tek tesellim en azından denize yakınız .

Bu arada tuvalet egitimi konusunda hemen hemen hiç sıkıntımız kalmadı. Eger geceleri kaldırabilirsem hiç sorun yok , bezsiziz ama olurda bende kalkmazsam mutlaka kaza oluyor . Henüz kendi rahatsız olup beni cagırır pozisyona gelmedi. Sadece bazen aglıyor , fırlayıp gittiğimde çişinin geldiği için mızırdandıgını anlıyorum . Bir süre sonra bu işide yola sokarız umarım . Bakalım...

13.06.2012

Tatil öncesi durumlar


Babamız yok diye ctesi deniz kenarı aktiviti yapalım derken rüzgarlı olmasından mütevellit eve döndük. Balkonda şişme havuz düzenegini kurup biraz eglenelim dedik . Lakin 15 dakika içeri girip kıza bir corba yapayım derken , kuzu fırsattan istifade basındaki sapkayı atıp , tam tepesine güneşi yiyince akşam üstü arızaya bağladı. Önce baş ağrısı sonra yüksek ateş derken gecesi sıkıntılı geçti.
Pazar günüyse günlerdir beklediğimiz, Alpimizin dogum günü partisi vardı . Sabah toparlamış oldugunu düşündüğümden toplu taşımla tee k.yaka yollarına düşmüş bulunduk ama sıcaktan daha yolda yorgunluk belirtileri göstermeye başaldı kuzu. Partide vaziyet idare ederdi ama akşam eve geç döndük ve benzer sıkıntılar devam etti .
Pazartesi sabah dr yolları gözüktü. Antibıdıya başladık , kreşe gidemeyecegi için okuldan izin aldım . Carsamba itibarı ile not teslimi oldugundan benimde oldukca yogun ve ofiste olmam gereken bir dönem aslında ama evde okudum kagıtlarımı 2 gün , ptesi aksamı Japon Kültür Derneginin çok istediğim ve gidemediğim konserini de kaçırmış oldum . Epeydir bende bekliyordum , öncesinde birkac arkadasla sosyalleşip keyifli bir konser izlemeyiş umuyordum. Biraz nefes almak iyi gelecekti ama olmadı . Kısacası kuzunun hastalıgı üstüne ben depresifleştim , sıkıldım. Hatta oturup sinirimden ağladım , abartmıyorum. Ama annelik böyle birşey , acısıyla tatlısıyla , hele de zor zamanda yavrunun yanında olmak lazım . Öyle de oldu . Ama sanırım 2 km2 lik kampüs içinde hayatımı sürdürmekten sıkıldım biraz. Arada sırada değişiklik lazım . Bu babda haftasonu cıkacagımız kısa tatilimizi 4 gözle bekliyorum. Umuyorum Eloşta toparlar.


28.05.2012

5,5 yaş çok erken

Bu konu çok tartışıldı, tartışılıyor . Uzun uzun yazmak istemiyorum. Ama başlatılan bir imza kampanyası var ve okuyucularımdan bu harekete destek bekliyorum.

Lütfen bu linki facebook, twitter gibi ağlarda ve bloglarınızda duyurmayı unutmayın.

http://imzakampanyam.com/ilkokul-icin-5bucuk-cok-erken-2-imza-kampanyasi

25.05.2012

Ankaradan gecikmiş birkaç kare

Gecen ay yaptıgımız Ankara gezisinden birkaç kare ekleyeyim dedim. Epeydir anneannesine şirinlerin evinde gitmek istediğinden bahsediyordu telefonda , bizde söz vermiştik gidince götürecegimize dair . Eryamandaki Harikalar Diyarı Parkı. Öyle geniş bir alan ve çocukla yapacak o kadar çok şey varki , bizim vaktimiz pek azına yetti ama sözümüzü tutmuş olduk . yazın gittiğimizde yine gidecegiz elbette.











16.05.2012

Hayko Cepkin ve biz


Malum okullarda bahar senlikleri dolayısıyla yurdun her yanında konserler var bu hafta . Bizim okulda da şenlik 1. gün programında Hayko Cepkin vardı. Ben ilk albüm zamanları kendisinin sıkı hayranıydım desem yalan olmaz . Fırtınamı, Son Kez'i canlı dinlemek için epeydir gün sayıyordum. Eloş'u da napacagıma kara vermeye çalışarak. Gültekin zaten rock sevmez. En iyisi kızını babasına satıp kendimi alana atayım diye düşündüm lakin Ela dün evde ultra enerjik bir biçimde evlere sığamadığından erkence konser alanına inelim , saldım çayıra mevlam kayıra yapalım dedik.

Bu arada gündüz tesadüfen alandan gecelim derken haykonun sound check için usul usul siyah minivanıyla sahneye yaklaştığını görüp pozisyon aldım. İlla adamı yakından görecegim. Kimse onun o saatte oralarda olacagını ummadıgından olsa gerek , etrafında da kimse yokken bir foto çektirme fırsatı da buldum. Aman nasıl tırsak , nasıl çekingenim. Adama ében siizn sıkı bir hayranınızım dedim" aceleyle , neyse cekildik ve hemen itinayla sıvıştım ortamdan :)) Teen-age gibi hissettim kendimi neyse :))
Neyse gece ilerledi , bu sırada Eloşun kankası Batuhan ve ailesi de alana teşrif etti. Hal böyle olunca bizimkiler eve dönmedi konseri beraber izleme kararı alındı.

Bu sırada Eloşun çişi geldi , aman allah WC de kuyrukta beklemek ne mümkün , ben diyeyim  10 , siz deyin 15 kişi sırada . Kızı kucagıma alıp kalabalıkları yara yara Öndeki kıza rica ettim artık. Neredeyse vermeyecekti sırasını , hayret valla . 2 dakka daha tutuver dedim kıza:)) Muhahah ..

Neyse ilk sınavı atlattık , lakin kuzu alanda satılan ne var ne yoksa karnım aç , bana şunu al bunu al derken depoyu fulledi . Konser başladı , inanılmaz sert bir sound , yok abicim bizim gibi çoluklu çocuklu ailelerden geçmiş dedik . Arka taraflarda çimlere konuçlanıp çekirdeğimizi çıtlarkene 2. alarm geldi Eloştan , karnı ağrıdığına dair . Salak ben kısa süreliğinde evden cıkıyorum diye fold&go potty mizi almamışım yanımıza , halbuki tam yeriydi. Çalılık arastırmaları , Eloşun ben tuvalet isterim çığlıkları yüksek sese karısırken ve denememiz basarısızlıkla sonuclanırken , bulundugumuz yere dönem cabalarım esnasında Eloşcum yere çöküp altını dolduruverdi :(( Ohhh shit , hemde en gerçeğinden....

Park yerine nispeten yakın olduğumuzdan kucakladıgım gibi arabaya götürdüm kızı , bu arada pacalardan süzülmeye basladı birseyler , kabus gibi. Babaya telefon ettik ve evimize döndük hemen elbette. Gece duşu , bir kitap ve sütümüzle normal rutinimize dönerken , uzaktan konser alanından hala Haykonun müziği duyuluyordu.
Anlayacagınız bize bu kadarı çok çok çoktu...

11.05.2012

Bugün senin günün ..

Tam olarak ne yapacaklarını bilmiyorum ama belliki bu hafta kreşte hummalı bir hazırlık var anneler günü için galiba . Ptesi günü bugün için bir davet kagıdı yollamıslar , ok bunu biliyoruz ve merakla bekliyoruz . Ama onun dışında pek fikir alamıyoruz küçük hanımdan.

Ela bir kac gündür eve geldiğinde olur olmaz zamanlarda "Anne bugün senin günün" deyip duruyor .

Dünde şöyle oldu :
Bizimki aç bilaç vaziyette eve girdi , bende çorbasını hazırlamıstım. babasına yedirmesini söyledim ki , oda günlerdir olmadığı için seve seve kabul etti. Bu arada hem yediriyor hemde agzından laf almaya calısıyormuş , anneler günüyle ilgili. Bizimki laf acılınca , corbayı falan bırakıp "Hiii , ben anneme bişey söylemeyi unuttum " deyip merdivenlerden cıkarak yanıma gelme telaşesinde , bir yandan da söylüyor , "anne bu senin günün diye " . Neyse , yanıma geldi sarıldım , yine aynı replik:))) Öptüm ama anneler gününün daha gelmediğini , yarın okula gelecegimi ve orada beraber kutlayacagımızı söyledim. "Hayıy anne , bugün senin günün" konusunda diretti.

Bugün 15.30 da okulda olacagız , bakalım neler hazırladı bücürükler . Çok heyecanlıyım .

7.05.2012

bisikletci Eli 2

Published with Blogger-droid v2.0.4

Bisikletli Elo

Biz Ankarada anneannenin kollarında iken babası Eloşa bir bisiklet almış. Malum kız iri yasına göre , 16 jant bana sorsanız kocaman birsey , ben ilk etapta tırstım biraz ama seleyi en alt seviyeye indirince gideri var dedik , geri vermedik. Bu sene anne-baba kontrolünde kullanmasına izin vereceğiz galiba


Yakıstıda sıpama:)

2.05.2012

Minnie

Resim bu sabahtan. Kuzucuk artık sabah kıyafetlerini , tokalarını , çoraplarını kendi seçer oldu . Bugün sana minnieli tshirt giydireyim deyince pek sevinip , bir yerlerden alıp getirdiği tacınıda basına oturttu. Bana kalsa pembe ve kırmızı uymaz allah uymaz ama emir büyük yerden olunca bizede m..k yemek düştü artık. Bu sabah bezde bağlatmak istemedi , prensesli küloduyla gidecekmiş okula . Eh iyi hoş ama kazalardan korkan ben , cantasına evdeki tüm alıstırma külotlarını, ve birkacta penye olanını atıp yolladım artık. Bu aksam eve nasıl gelecek çok merak ediyorum . Aklım hep onda bugün . Evde sorun yok çok şükür . Bize caktırmadan kendi gayette güzel hallediyor işini , benim wc ye getir - götür gibi bir işlevim yok yani. Gelince yapıyor , işi bitince gerekeni yapmam için beni çağırıyor. Darısı okul günlerinin başına.
Bu arada bende bu aralar şanslı haller hasıl oldu. Bir süredir takip ettiğim : www.makyajcantam.org blogu vasıtası ile Kiehls ürünlerinden bir mask kazandım. Yabancı sitelerden biraz okudum müşteri yorumlarını, iştahım iyice arttı desem yeridir . Sabırsızlıkla bekliyorum ürünü. Gözenek sıkılastırıcı ve temizleyici bu ürünün sonuclarını umuyorum bir süre sonra sizlerle paylaşabilecegim. Bu arada MC ye tekrar çookkk teşekkür ederim . Kozmetik ve makyaj konulu bloglardan hoşlanıyorsanız, takip etmenizi öneririm . Hadi bakalım , kalın sağlıcakla . Bugünlük bu kadar ...

30.04.2012

Bu aralar

* Anne yazı yazma konusunda oldukça tembel. Yüklenecek resimler anlatılacak hikayeler var ama uğraşasım yok . * Ela wc egitiminde epey yol katetti , evde hiç takmıyoruz ve hiç kaçırmıyor . Bazen bakıyorum ,hiç sormadan kendi basına külodunu indirmiş , lazımlıgını kullanmış beni çağırıyor. Neredeyse 40 aylık bir çocuk annesi olarak bu durumun özel olmadığını düşünüyor olabilirsiniz ama hiçbirşeyde beni üzmemiş olan çocugumla epeyce bir süre yasadıgımız wc egitimi gerginliğinin, yakında başarıya ulaşabilme olasılığı beni fazlasıyla memnun ediyor . O ne zaman isterse o zaman oluyormuş , boşu boşuna kasmışım bunca aydır diyorum . * 23 nisan tatilini fırsat bilip bir Ankara kaçamağı yaptık . Annemle ilişkileri hayranlık verici , 2 kez 3-4 saatliğine ortadan kaybolup kendi arkadaşlarımı ziyaret edebilme özgürlüğüne sahip olmak nefis birşey. Bana da dostlarımla biraz olsun bağımsız takılabilmek iyi geldi doğrusu . * Tatil dönüşü babası Elazığa gitmek durumunda olduğundan 9 günlük bir süre ile babmızdan ayrı kaldık . Dün geldiğinde adamın tepesinden inmedi desem yeridir . Çok ama çok özlemiş. Hem sevindim kavuşmalarına hem üzüldüm biraz ayrı kalmalarına. Ama epeydir düzenimiz böyle , bende duruma bir alışılmış olma hali var sanırım. * Bu aralar sürekli yanında yakınında yaşıt bir arkadaş isteme durumu söz konusu . Okuldaki hareketi evde de istiyor sanırım. yakında bana bir karseş yap onunla oynayayım derse şaşırmayacağım. Lakin tabiki böyle bir niyetimiz yok minik fındığım . İşte böyle günler günleri kovalıyor , konuşmalar , hal ve hareketler bilinçleniyor . Büyüyor kuzucuk .. Anne ise rejim konusunda yarı - istikrarlı bir vaziyette gidiyor. Epeyce yol katettim ama 4-5 kilo daha vermek istiyorum. Artık son dönemeç. Sonrasında da verdiğimi koruyabilirsem , kendi çapımda daha fit bir anne olarak , ruhum huzura ermiş olacak . Bu sıralar karı-koca sürekli gündem bu. Az yedik cok yedik , bugün artıdayım bugün eksideyim , sporunu yaptın mı ? vs vs ... Sürecin uzaması beni benden alıyor artık , oldukça sıkıldım , lakin önümde 2 tane kotum var içine girmeyi hedeflediğim , girdiğim an korumaya geçmeye çalışacagım . İşte bele...

17.04.2012

Paskalya

Bizdeki paskalya durumları aslında bir ay önce basladı. Çünkü can arkadasım Yeşim Eloşa Paskalyada kullanılmak üzere yumurta boyama aparatı, easter bannerı, tavsanlı , yumurtalı bir sürü çikolata yollamış. Birde tavsanlı kurabiye kalıpları varki onuda paskalya gelmeden kullanıma açmış durumdayım:)) Nasiplensin evladım:) Bu arada sırada minik yumurtalardan ben kontrol amaçlı aşırıyordum , allahtan diyetteyim :)) Yeşimcim , sana buradan kocaman öpücükler , senin çukulardan tüm mahalle çocukları nasiplendi valla.

Bizim sokakta Türklerle evli iki Amerikalı var , o yüzden noeliydi, cadılar bayramıydı , onların özel günlerinde hep birseyler yapılır, çocuklarda eğlenir . Daha önceleri Ela yapılanlardan pek bir şey anlamıyordu . İlk kez sanırım bu sefer bu kadar keyifle yapılanlara ortak oldu.



Base Jennylerin eviydi , dolayısıyla bannerıda onların kapıya taktık .
Yumurtalar haşlandı boyalar ortaya çıktı , önce bir fasıl boyama yapıldı . Sonra boyanan yumurtaları kaşıkla tasıyarak düşürmeme yarışması yapıldı . Ödüllü yarısma tabi:))




Bu arada birkac baba , arka bahcedeki geniş alana yumurta çikolatalar , şekerlemeler vs. dagıttılar , bir süre sonra yumurta çikolata avı başladı. Büyük çocukların ganimetleri haliyle fazlaydı ama herkese birseyler vardı , mutsuz çocuk olmadı , en çok buna sevindim sanırım .




Eloş fıstıgım aralarına sonradan katılan 2 yaşındaki Tunayla ganimetlerini paylaştı:)




Yumurta ve şekerleme avından sonra herkes parkta toplandı ve çılgınca eğlendiler .

Bizlere de hoş bir sada kaldı.