23.12.2010

Hızlı Hafta - Erken Yılbası Tatili

-----
 

 

 

 
Posted by Picasa


Evet bu güzeller taa Amerikalardan İzmir'e gelip , gelmişken bizede uğramayı ihmal etmediler . Ela'nın artık abla oldugu ayan beyan ortada oldu böyle ufaklarla biraraya gelince . Valla bizde bebek özlemişiz . Yeni yeni tutunarak kalkmaları , yürüme alıştırmaları öyle tatlı ki , insan geriye dönüyor bir an . Ne çabuk geciyor günler . Gecen sene dogum gününde Ela ilk kez 5-6 adım üstüste atarak sevindirmişti bizi. Tam da 1 ay sonra 2. yaşı doluyor bile.

Bu arad Durucuk ve Defnecik bize aqua doodleın travel size oyuncagını da getirmişler .Zaten ne zamandır gözüm vardı benimde, alsam mı almasam mı diyordum , büyüğüde olunca. Lakin tamda uzun yolculugumuz öncesi cuk diye oturdu hediyemiz.Yarın İstanbula dogru yolalırken uzun uzun oynayacagız sanırım. Çok ama çok teşekkür ederiz buradan da.

Geçtiğimiz haftanın bir diğer sürprizi ise annemin gelişydi şüphesiz . Ben de çok özlemişim. Ela ise mutluluktan deliye döndü , kucagından inmedi diyebiliriz.



Ve geçtiğimiz hafta cuma günü okulda bir sushi workshop etkinliği düzenledim. Epeydir yapmak istediğim birseydi ve bölüm baskanımında ısrarları sonucunda bu etkinliğide gercekleştirdik alnımızın akıyla . Çok güzel oldu . Yengec Surumili maki-zushi, ton balıklı gunkanmaki, karidesli nigiri cesitlerini kursiyerlerle beraber yaptık. Ayrıca tütsülenmiş somonlu nigiri ve california roll yapımınıda Hiroki-sandan ögrendik . Etkinlik önceside evde 5 kg.ya yakın pirinci usulüne göre hazırlayıp paketlemek epey yordu ama kesinlikle değdi.







Uff evet unuttugum bir diğer konuda Eloşun agzında aft çıkmış olması . Onuda 2 gündür ilaclarla tedavi etmeye calısıyoruz . Umarım yarına oda daha toparlamıs olur .

Yorucu ama güzel bir haftaydı . Bende okuldaki derslerimi ayarladım , zaten haftaya 1 dersim yarım gün tatiline denk geliyordu , bu haftayı biraz hızlandırdım ve haftaya full izin kullanıyorum . Yılbası tatilinde uzun zamandır görmek istediğimiz bir yere , Dubaiye gidiyoruz . Çok çok heyecanlıyım , lakin hiç eşya hazırlamadım . üstelik yazlıkların çogunuda kaldırmıstım . Aksam beni hummalı bir hazırlık bekliyor bu anlamda .


Bu vesileyle , hepinizin yeniyılını şimdide kutluyor , 2011 in herkese güzellikler getirmesini diliyorum .
Kuzumla sizi öpüyoruz , muck, muck, muck.....

22.12.2010

Mim- Emzirme Reformu

Uzun zamandır mim cevaplamamıstım . Özgür anneden gelen mimi yakaladım , kısaca cevaplayayım .

(1) Türkiye’de ilk altı ay sadece anne sütü alan bebeklerin oranı sizce yüzde kaç? (*)
(2) Siz bebeğinizi ne kadar süre anne sütü ile beslediniz?
(3) Kaç ay doğum izni kullandınız?
(4) Yasal süt izninizi kullanabildiniz mi?
(5) Emzirdiğiniz ya da süt iznini kullandığınız için iş yerinde mobbing (tepki, işi bırakmanız için baskı) ile karşılaştınız mı?
(6) Bebeğinizi toplum içinde, dışarıda emzirmeniz gerektiğinde sıkıntı yaşadınız mı?
(7) Emzirme konusunda desteğe ihtiyacınız oldu mu? Gerek emzirme danışmanlığı, gerekse psikolojik olarak yeterince destek bulabildiniz mi?
(8) Emzirdiğiniz süre boyunca etraftan “sütün yetmiyor, mama ver, bu çocuk meme emmek için çok büyük” şeklinde baskı gördünüz mü?
(9) Emzirme Reformu’nu biliyor musunuz? Sizce Emzirme Reformu neden gerekli?
(10) Emzirme Reformu’nu web sitesinde desteklediniz mi? Destek olmak için www.emzirmereformu.com adresindeki formu doldurmanız yeterli.


1. Buna yüzde 20 gibi bir şey derdim herhalde ama gercegi duydugumda kulaklarıma inanamadım desem... ( 1.3 imiş)
2. 17 ay .
3. Bebegim 7 aylıkken işe başladım.
4. Evet toplu kullandım . İş yerim evime çok yakın olduğundan sabahları , ögle araları ve akşam ve hatta gece olmak üzere 10 ay daha non-stop devam ettik.
5. Devlet memuru konumunda olmak biraz avantaj özel şirket çalışanı olmak yerine . Hiç bir ters durumla karşılaşmadım.
6. Çok fazla yaşamadım. Arabamızda yada varsa özel emzirme odalarını kullanarak devam ettik.
7. Bırakma döneminde ihtiyacım oldu .Profesyonel destekten ziyade blogcu annelerle fikir alışverişimiz oldu. Bu konu biraz su götürdüğünden 17 ay erken diyenler ya da annenin rahatlıgı için artık bırakılabilirciler olarak 2 farklı görüşte mesajlar aldım .Kimi canımı sıktı , kimi rahatlattı. Bir y.dışı eğitimimide bahane ederek , zaten halihazırda bitirmek istediğim bu dönemi bitirmiş olduk.
8. Olmadı , çünkü yemeğini de düzgün yiyen bir çocuktu. Son zamanlarda artık bıraktırsan da olur diyen büyükler vardı ama.
9. Evet duydum . Anne ve babalr olarak bu konuda oldukça hassasız ama olmayanların farkındalığını artırmak adına güzel bir hareket olduğunu düşünüyorum.
10. Evet . Utanarak söylüyorum ki az önce doldurdum . Bırakma döneminde yinede azda olsa sucluluk vs gibi karısık duygular hissettiğimden bir süre bu konudan uzak kalmak istemiş ve emzirmeyle ilgili hiçbirsey okumak -yazmak istememiştim sanırım . Artık normale döndüm :))))

-----------------------------

Mimi alıp cevaplamak isteyen olursa beri gelsin der bugünlük huzurlarınızdan ayrılırım ...

15.12.2010

2 yaş civarı için oyuncak tavsiyeleri



18 ay sanki bir dönüm noktası çocuklar için . Yavaş yavaş elinizdeki kitapların yetmediğini , oyuncaklarda bir level atlama dönemine girilmesi gerektiği evinizdeki minik varlık tarafından da alenen hissettiriliyor.

Kitap konusundaki girişimlerime bir ay önce başlamıştım zaten ve çok şükür ki seçimlerim beni yanıltmadı. Ela akşamları zaman zaman şu tudemden aldıgımız kitapları getirip oku oku diye kucağıma veriyor.( Bkz. geçmiş postlar) Oturup geziniyoruz hayvanlar aleminde :)) Ama henüz uzun uzun hikayeler anlattığımız bir dönemde değiliz, sıkıntı yok , az çok kitap-sever bir çocuk olduğunu düşündüğümden sorun etmiyorum .Ama küçük , ince market kitaplarına pek ilgi göstermiyor. Kayyulu bir sürü küçük kitap almıştım Kipadan, karakteri sevmesine ragmen pek ilgi göstermiyor. Araba kitabı yapacagım sanırım onları. Yolda oyalama açısından.Kalın ciltli kuşe kagıtlı kitapları seviyor hasbam. Belkide tutuş rahatlıgındandır. Hem dikkat ettim yırtmıyorda onları. Halbuki ince dergileri ya da kitapları yırtıp atmaya daha meyilli sanki. Yine de kitaba bogma durumum yok . Kitaplıgımıza ay demeyi öğrenmesinin ve anlayarak zikretmesinin şerefine birde Ayda kitabını ekledik Tübitağın.Sanırım tercihim bu kitaplıktan olur bundan sonra da , ama yavaş yavaş.

Peki ya oyuncaklar ?

Oyuncak bollugu her evde oluyor sanırım , birde kullanılmayanların yaptığı kalabalık derken sepetler dolu , lakin oynamaya gelince sanki hiçbir şey yok gibi.

Kirazın duyurusunu yaptıgı hastanedeki çocuk bölümü için yolladım bazılarını. 1-2 parca ayırıp kaldırdım , olurya evimiz birkac küçük bebek gelir, onları oyalamak için kullanırız belki diye. Hem Eloşun bebekliğinde birkaç oyuncagı olsun , ileride hoşuna gider.

Kalan oyuncaklar ise beni bile tatmin etmedi. Haftasonu evde tıkıldığımız gün yeni oyuncaklar alma zamanının geldiğini bir kez daha hatırlattı bana. Peki ne almalı ne almalı??

Erkek anneleri genelde kepceydi, tırdı , iş makinaları alarak sevindiriyorlar yavruları . Bunun kız versiyonu belki önceden aldıgımız mutfak takımı ve bebeğinin vazifesini görür , hani taklitçi oyun kurma açısından falan galiba. Arabalara pek ilgisi yok zaten. Genler ..

2-3 gün önce artık canıma tak dediği için 40 parcalı bir patates kafa aldım , 40 lira verip. Valla ben bile sasırdım bu yaptıgıma çünkü oyuncak konusunda gerçekten pintiyim , düşünmeden öylesine pek almıyorum. Lakin ucuz olan setinin de dogru dürüst hiç parçası olmayıp 2 gün sonra oyuncak sepetinin dibini boylayacagı kesin oldugundan aldım valla. Şimdi 4 gündür her aksam patates kafa seansı yapıyoruz , çokta eğleniyoruz. Yani bu aralar kitaplarımız ve pataes kafamızla bir süre daha mutluyuz ama yinede sepetimizin içeriğini genişletmemiz gerekiyor.

Linkteki ürünüde Yeşimin Elasının sevdiği oyuncaklardan birine benzediği için , ondan esinlenerek ısmarladık. Umarım plastik kalitesi iyidir. Çok emin olamadım aslında.
http://www.hepsiburada.com/Liste/ProductDetails.aspx?categoryid=297990&productid=oyunakc037

Ayrıca tahtadan yapılma bir ayı giydirme oyunumuzda vardı , Aticimden kalan bize. Onuda zamanında depoya kaldıran ben biranönce bulsam iyi olacak sanırım.



Burcu ablasının aldıgı legolar var ama bu set sadece düz bricklerden olusuyor. Belki bu seti biraz geliştirmeliyiz . Buradaki fiyatlarını düşününce pek alasım gelmiyor dogrusu ama yakında bir y.dışı seyahatimiz olacak ve sanırım bu seferki alışverişin büyük bir kısmı Eloşun oyuncak alışverişine ayrılacak. Ama gercekten oyalayıcı , belki biraz creative , hoş şeyler almak istiyorum.

Bu anlamda yine bu yaş gurubu için tavsiyelerinize sonuna kadar açığım . Lego seti önerilerinizide bekliyorum.

Hadi bana biraz fikir verinde bir wish list yapayım bebeğim için ..

14.12.2010

Ben Seçerim

Eh, kelimeler tam anlamıyla böyle olmasa da pekde güzel ima edebildiğinide gördük bugün .

Sabah kalkınca genelde ilk işimiz bezini degiştirmek ve dolaptan birseyler alıp üstünü giydirmek şeklinde olur. Bu sabahta aynı şekilde dolaba yaklastım, raflı tarafından bir üst sectim , mızmızlık yapmaya basladı , bir itiraz bir itiraz. Sag taraftaki kapıyı gösterip açtırttı , oradan da askıdaki kurukafalı sweat-shirtünü gösterdi. Bunu mu giyeceksin dedim , onaylarmışçasına mızmızlığı sonlandırdı. Gülümsedi . Giydirdim .

Bazen yemek konusunda da yapıyor aynı seyi. Sizin verdiğiniz herhangi birşeye arıza çıkarabiliyor ama parmagıyla gösterdiği MAMA her ne ise artık , onu verinvce rahatlıyor .

Yavaş yavaş anne-baba bağımlılığından sıyrılıp kendi özgür iradeleriyle birşeyler yapmanın keyfine varan küçük inatçı keçim . Seninle çookkk işimiz var gibi görünüyor. Umarım olmaz olmaz şeylere de tutturmazsın bundan sonra.

Haliyeti Ruhiye

Nasıl Ankaralı isem , soğukları sevmiyorum ben. Zaten kış ayının yüreğe hitap eden tek görüntüsü lapa lapa yağan karıdır ki , oda havayı yumuşatır biraz , eğlenirsiniz , içiniz açılır , helede böyle yılbaşına yakın günlerde , biraz o havayada girersiniz belki.

İzmirde yaşamayı seviyorum elbet ılıman ikliminden dolayı , kışının daha yumuşak geçmesinden. Ela doğduktan sonra ise , özellikle de dışarda geçirebildiği vaktin uzunluğu açısından . Bu haftanın soğukları ise ne bize karı getirdi dogru dürüst ne birsey. Birde bizim lokeyşın denize açık, bol rüzgar. Gültekinin Ankarada olmasından sebep , ctesi oyun gurubu için İzmirede inemedik. Eve tıkılıp geçen bir hafta sonu, enerjisi atılamayan bir bebek bana gece 11 de uyunan uykular , gece sık uyanmalar , yatagında yatmayıp sürekli anne babanın yanında yatmak isteyen , aksi halde gecenin bir yarısı mızmız, ağlak bir velet olarak döndü. 2 gündür sabahları ise 9 10 u buluyor kalkmaları bu sefer. Sabah kıl olduk artık Gültekle, iyi hanfendi bizim uykumuzun içine ...sın sonrada sabah gerine gerine uyusun . Bakıcıda uyuyan cocuk başı beklesin.Akşam ise kendi kenine oyalanamama hali, yine 11 lere dek devam eden , sürekli onunla oynamamızı isteyen bir çocuk. Azıcık kendi işimize dalsak gelip avazı çıkan kadar , dik bir şekilde "anneee , anneee" çıkışları yada bunun baba versiyonu , ama genelde anne tabi:)) Ses tabi yazmakla olmuyo , ses tonu ve tonlamaları ile baya bir güldürüyor bu hareket bizi .tamam çocuk haklı , tüm gün işteyiz beraber olmak vakit geçirmek istiyor , ama çalışan anne baba olunca aksamın 9 , 9.30 undan sonra şöyle bir rahat başbaşa kalayım istiyorsun , kafamı dinleyeyim , kendime vakit ayırayım , ne mümkün.

Geçenlerde nurturiada Alman Anne baslıgıyla tartısılan bir konu vardı , yabancı ve türklerin çocuk terbiyesi üzerine. Yazacak çok şey vardı ama ortalık biraz bulanıp tartışma havasına dönünce keyfim kaçtı , yazmadım. Bir ara İngilterede au-pairlik yaptım . Çocuklar gündüz okulda , 15.30 da evdelerdi. Aksam 18.00 gibi anne , 18.30 gibi baba geliyordu eve . Bu arada günün tahlili, beraber çizgi film segretme yada hava güzelse bahcede oynama, yada evde müzikli sarkılı danslar vs. derken 19.30 banyo saati , 20.00 yatak zamanı ,çocuklardan birine anne diğerine baba kitabını okurdu , bazen değişirdi. Bu rutin çocukların içine öyle işlemişti ki itiraz söz konusu bile olmazdı. Ha arada bir tutmuyor muydu tutarakları çocukların derseniz, evet . O durumda da çatlatana kadar ağlattıklarını biliyorum hakkaten . Dönüş yok . Rules are rules . Evde sık sık "we have rules" cümleside zikredilirdi zaten. 20.00 de herkes kendi odasında olmak zorunda.Uykum yok diyen büyük çocuğa , yoksa bile yatagında kitap okyabilirsin , ama odadan cıkamazsın ayarı. Belki alıştırma süreci biraz sancılı , ama çocuklar hakkaten düzeni , kuralları seviyorlar aslında. Bence Türk evebeynleri olarak kurallardan hoşlanmayan aslında bizleriz, kendimiz inanmıyoruz uygulanabilir olduğuna , bazende işimize gelmiyor beki. Hergün istisnasız 19.30 da o çocuğu banyoya sokmak belki. Hergün işini gücünü bırakıp o kitabı okumak .Bizim oda da klima oldugundan hala ben cocugun odasını tam anlamıyla ayıramadım misal. Halbuki kaloriferi var elektrikli , yak , ısıt , kendi oda düzenine alıştır degil mi? Şimdilerde mesela ben Elayı alıp cıkıyorum yukarı uyutayım mesela , oda baba baba diyip kaçıyor alt kattaki salona dümbelek :)) Baba haberlerini segrediyorsa , getir burda sallayayım diyor . Sonrada böyle kah orada kah burda sacma sapan bir sekilde devam ediyor tabi uyku sorunsalları . Sonrasında da gel buraya bloga üf-püf diye kızı şikayet et .Ay evet evet bişey yapmalı.

Bu arada 2 yaş civarı çocugu olanlar yazabilirler mi , gündüz uykularını kac saat ve hangi zaman aralıgında uyuduklarını.Sanırım bu uyku konusunda biraz çalışmam lazım benim.

8.12.2010

san'at çalışmalarımızzzzz

Eloş hanımın sabah keyfi.


Sabaha karşı içtiği yarım biberon süt ve kuş kadar yenilen kahvaltı sonrası kankaları igulll(iggle-piggle)apşiii(uppsy) ve kapabaa( makapaka) ile birlikte tv keyfi yaparak bakıcı bekleyen yavrukuş ..

Tv konusunda cık cık cık seslerini duyar gibiyim . Haklısınız , sabah telaşesinde Elayı oyalamak Tv yoksa zor. Ya ayagımıza dolaıyor, ya benim makyaj malzemelerini kurcalıyor, bir sekilde evden cıkmamızı zorlastırıyor . Battaniyesinide örttüren kendisi bu arada , keyifçi kuzu seni.


Haftasonu kipadan büyük hayallerle aldıgım büyülü boyama diye birsey . Sadece su ile boyama yapabiliyormusuz , 5 lirada olunca oo dedik ne uygun ne güzel . Ama eve gelince benim için hayal kırıklıgıydı. Renkler çok belirsiz. Ama yinede Ela suyla oynama işine bayıldığı için sevdi. Sanırım e-bay üzerinden crayolanın color wonders serisi ürünlerini edinmem lazım. Tabi bu arada Elanın suya elini soktuğu, boyalı suyu içmeye kalkıştığını falanda anlatmazsam olmaz:)))

 

 


Şehrime tee japonyalardan origamistler geldi. Japon nakısı ve origami sergisi var Alsancak , Türkan saylan Kültür Merkezinde , yolu düşen ugrasın . Origami eğitmenleri 9 Aralık persembe gündüz tüm gün orada olacaklar. Sizde modüler origami örnekleri deneyebilirsiniz.

Evet üstteki bu katlamayı ben de yaptım. 12 tane origami kagıdının katlamasıyla olusuyor , yaklasık katlamak 1 saat sürüyor . Çok seviyorum , çok zevkli. Yarın dersim olmasa yine giderdim sanırım ..



Güzelsiniz yaaaaa , keske beceripte bunları katlayabilsem ..

1.12.2010

birkac kare

Hafta sonu Topolinodaydık. Gecen sefer pek memnun kaldıgımız bu yerden son gidişimizde 3-4 tane d.günü organizasyonu,sehir fırsatı kılıklı birkac kampanya dolayısıyla hiç ama hiç memnun kalmadık . Nedense bizim Türk zihniyetinde bir sorun var . Madem cok bilet sattın , o haftaya dogum günü alma , madem cok dogum günün var o zaman kampanyayı baska haftaya yap, dengele di mi ama .İş bilmezlik bu oluyor galiba.Ne elemanları olaya hakim olabiliyor , ne yemek yerinde oturacak yer var . Merdivenlerde oturmak zorunda kaldık . Çok kötüydü. Topolino kaç anneyi soguttu ctesi günü bilmiyorum ama bizim grubumuz toptan sogudu o kesin .

 

 


Bizde kahve molası için Agoraya kactık.

 

 
Posted by Picasa



Buda evdeki yaramazlıklarımızdan

30.11.2010

Ürün Önerisi _ Gobed Bumper

 

 
Posted by Picasa


Tek kişilik yataga mı gecmek istiyorsunuz ?
Çift kişik yatagınızda cocugunuzun yattıgı tarafı hep yastıkla mı destekliyorsunuz


www.gobedbug.com


Ben 2 ay Japonyadayken babasıyla güvenli bir sekilde yatagımızı paylasmasını , tek kişilik yatagında düşmeden yatmasını bu ürüne borcluyuz , çok severek kullanıyoruz.

Hem evinizde hem seyahatlerinize tasınacak bir ürün ve cok pratik ve neredeyse 6 aydır bizde. Kullandım , öneriyorum

25.11.2010

1. Kayyu Şenlikleri Başlasın

 

 

 

 


Nasıl ve nerden ögrendiğini bilmiyorum demiştim degil mi?

Küçük hanım Kayyuyu tanıdıktan sonra aslında evimizde Yurmurcak diye bir kanalın varlıgını ve orada yayınlandıgını farkına vardım . Cidden bilmiyordum , biz Luliciydik çünkü . Birde gece bahcesi , Charlie ve Lola dvd leri ile mutlu mesut geciniyorduk .

1-2 kısa videosunu indirdim kayyunun . Segrettirdim benim netbookta. Baktım ne zaman evde bilgisayarı açsam tepemde " kayyuuu, anne kayyuuuu" diyen bir tip . Bilgisayar ortak . DVD lerinide edindik . Oda kütüphanemizde varmış , ele geçirmek kolay oldu . Bayramda birkac yere bakıpta bulamadıgım bebegide , internetten alınca tam oldu . Kayyu bebeğide gelince bayram etti pıtırcık . Kucagında saatlerce tuttu, öptü, arabasıyla gezdirdi. Yatarkende yanındaydı. bakalım ne zmana dek sürecek bu hayranlık
Posted by Picasa

22.11.2010

Bayramın Ardından

Cuma mesai tam bitmeden Isparta yollarına düştük bayram için . Kayacan Abimiz Erzurumdan ( o artık üniversiteli : )( Ve ayrıca Naann) ve amca oğlu Yiğit( Yiit) Buraya uctular. Yani ortada buluştuk, abilerle beraber arabamıza doluştuk.


Eh bayrama birkac gün var daha , dedemin pazar cantasını kapıp , evin işlerini göreyim bari :))



bayram sabahından

Simply colorstan bayram şekeri yazan body yaptırdım , yine süslü elbiselerden almadım. Zavallı çocuum :))Hiçbirzaman yeterince kokoş olamayacak sayemde


Fazla oyuncak götürmesemde Tudemden aldıgım şu son kitaplar pek iş gördü. Artık çok eğleniyor , ilgi gösteriyor kitaplar. Fil sesi çıkart dediğimizde kendine özgü bir tıslaması var . Kahkahalara boguyor bizi.

 

Bayram olurda atlı karınca olmaz mı ? Gerci bu dönüş yolunda Forum Aydında çekildi. Yemek molası verdiğimiz esnada. Ama Ispartada da bol bol bu tür aletlere bindi. Büyüyor mu ne ?

 

 

 
Posted by Picasa

5.11.2010

22 Ay Halleri

Elanın 22 ay halleri aktif, dinamik ve heyecanlı olarak devam ediyor. Havalar serinlediğinden beri mümkün oldugunca evde oyalamaya calıstıgım için sanat calısmalarına agırlık verdik bu ara. Ama o kadar enerjik ki , bu aktiviteler yeterince yorulup sızmasına olanak vermiyor. İşte bu aralar ev hallerimiz:

 

İtinayla buldugu her kutunun üstüne cıkmak , sürüklemek , kutular vasıtasıyla ulasamadıgı yerlere ulasmaya calısmak favorisi. Artık masa üstü, evye vs. üstünde tehlikeli olabilecek hiçbirşey bırakmıyoruz. Karton kutuları ezmeyide çok seviyor. Kitaplarını topladıgım kutular itinayla ortalıga dökülürken, ayaklarıyla ezmekten büyük zevk alıyor , yada totosuyla üstüne oturmaktan.

 

Uppsy daisy hastalıgı bugünlerde top yapmış durumda . Eve geldiğim an elinde varsa iggle yada uppsy diyor , bana gösteriyor , öpüyor seviyor falan .Resimde biberonuyla Uppsyi besliyor:) E-bayden 3 te 1 fiyatına düşürüp , pek mutlu oldugum ve oynamaktan pek hoşlandıgım (kendime aldım sanırım bu oyuncağı :) )Aqua Doodle'ın sulu kalemi ise Elanın elinde su ihtiyacını giderdiği bir nesneye dönüştü. Biraz oynuyor , yanlız bırakıp döndüğümde , kalemin ucundan suyunu cekiştirirken buluyorum genelde. Allahtan boya kemirmesinden iyidir diyor ve oyalanmaya devam ediyoruz beraber.

 

Gecen hafta arkadaslarımızla gittiğimiz Topolino macerası ise yine benim için deli gibi koşturduğum yorucu bir gün , Ela nın mutluluktan kudurduğu ve enerjisini attığı güzel bir eğlence alanı keşfi oldu. Soguk izmir günlerinin korunaklı ve nispeten tehlike içermeyen oyun alanını biz çok sevdik , bu yaş grubu ve üzerine öneririz.
Yelizin yazısı günü güzel anlatmış :
http://gununcorbasi.blogspot.com/2010/10/hem-hepsi-farkl-hem-hepsi-ayn.html

 
Posted by Picasa

Ve evden görüntülere devam . Şu sıralar favorilerimizden biride Hamuuuu , öyle çok seviyorki , elinden almaya kıyamıyorum . Ama bazen mıncık mıncık yapıp halıların üstüne atıyor. Dünse bir avuç oyun hamurunu saçına yapıştırmış. çıkarana kadar canım çıktı . Sanat çalışması yaptıgı !!! masa ve sandalyenin altına kocaman bir parca PVC yer kaplaması koydum. En azından artık halılara bulaşmaz . Surat yapıyorum , agız burun gözlerini Ela yerleştiriyor. Buna da bayılıyor. Evet salonumun düzeni artık hiç kalmadı ama feda olsun kuzuma , napalım , bir süre böyle idare edeceğiz.

Ama kuzumun en en en çok sevdği şey mahalledeki Egesiyle her sabah 10-12 arası buluşup , yollarda koşturmak, bisiklet sürmek ( tabiki biz itiyoruz-bakıcısı ), parkta oynamak, Ege ne yapıyorsa onu taklit etmek. Bence onu dışarda olmak kadar mutlu eden hiçbirşey yok. Ama tek başına olmayacak , illa etrafında çocuklar olsun istiyor, haftasonları parkta başbaşa hallerimizden çabuk sıkılıyor. O yüzden Urla- İskeledeki parka gidiyoruzki çocuklarla içiçe olabilsin, sevinsin yavrumcum.

2.11.2010

10.000 Mimi


Yelizcimden mim var , yazmamak olmaz .
Sorumuz şu :

10.000 liranız olsa fazladan kuzunuz için ne için harcar, neye saklardınız?

10.000 pek bişeye yetmeyecegi için epey yüklüce paranız olsa diye editliyorum.

Aslında kendi şartlarımız ölçüsünde Elanın ihtiyaçlarını az-çok yerine getirebildiğimiz için çok memnunum. Para konusunda aşırı hırslı bir tip olmadım . Tur rehberliği yaptıgım dönemlerde eşşekler gibi çalışıp , çok çok kazanıp gönlümce yiyemediğim , ya da haydan gelenin huya gittiği birkaç sene süren , özümde çok mutsuz olduğum bir dönemim var . Devlet memuruyla evlendim , bir süre sonra kısmet bu ya bende devlet için çalışmaya başladım . Maaşlarımız çok parlak değil , şu an lojman imkanından yararlanıyoruz, böylelikle Elanın veya abisi Kayacanın ( o bir üniversiteli artık ) ihtiyaclarına yetişebiliyoruz şükür. Kendimizede belli şartlar ölçüsünde harcama yapabiliyoruz. Bunlar için gerçekten şükrediyorum. Ama ilerde durumlar nasıl olur bilemiyorum.Sanırım bir evimiz olsaydı bir nebze daha rahat olurduk. Ama olmaması beni mutsuz etmiyor. Herşeyden önemlisi bizim , ailemizin sağlığı , gerisi boş gerçekten.

Ama madem paramız var ve kuzu için harcıyoruz , öncelikli olarak Urladan güzel bahçeli bir triplex yada babamızın hayali Amerikan tipi tek katlı ve bahceli bir ev alırdık sanırım. Şöyle 25-30 m2 lik bir çocuk odası , içinde türlü türlü attaraksiyon barındıran atlamalı hoplamalı tırmanmalı ne olursa döşerdik. Bahçesinde de yine çocuk parkı , belki havuzu falan olurdu . Bunlar Elanın en sevdiği şeyler . Daha çok kitap , kullanıslı bir kitaplık. Sanırım onun odası anaokulu tarzı bir sekilde olurdu , ki arkadasları geldiğinde hep beraber eglenebilsinler.

Anneye bir micra alırdı Eloş:))Ki büyünce anne rahat rahat Eloşu okula götürüp getirebilsin :))

Sanırım geriye kalanıda yine hem onun hemde abisinin eğitimi için saklardık. Alışverişin sonu yok çünkü...

Bu sefer bende Deli Anne'yi ( buda ilk miminiz olsun efem ), Janseti mimleyeyim.