23.12.2010

Hızlı Hafta - Erken Yılbası Tatili

-----
 

 

 

 
Posted by Picasa


Evet bu güzeller taa Amerikalardan İzmir'e gelip , gelmişken bizede uğramayı ihmal etmediler . Ela'nın artık abla oldugu ayan beyan ortada oldu böyle ufaklarla biraraya gelince . Valla bizde bebek özlemişiz . Yeni yeni tutunarak kalkmaları , yürüme alıştırmaları öyle tatlı ki , insan geriye dönüyor bir an . Ne çabuk geciyor günler . Gecen sene dogum gününde Ela ilk kez 5-6 adım üstüste atarak sevindirmişti bizi. Tam da 1 ay sonra 2. yaşı doluyor bile.

Bu arad Durucuk ve Defnecik bize aqua doodleın travel size oyuncagını da getirmişler .Zaten ne zamandır gözüm vardı benimde, alsam mı almasam mı diyordum , büyüğüde olunca. Lakin tamda uzun yolculugumuz öncesi cuk diye oturdu hediyemiz.Yarın İstanbula dogru yolalırken uzun uzun oynayacagız sanırım. Çok ama çok teşekkür ederiz buradan da.

Geçtiğimiz haftanın bir diğer sürprizi ise annemin gelişydi şüphesiz . Ben de çok özlemişim. Ela ise mutluluktan deliye döndü , kucagından inmedi diyebiliriz.



Ve geçtiğimiz hafta cuma günü okulda bir sushi workshop etkinliği düzenledim. Epeydir yapmak istediğim birseydi ve bölüm baskanımında ısrarları sonucunda bu etkinliğide gercekleştirdik alnımızın akıyla . Çok güzel oldu . Yengec Surumili maki-zushi, ton balıklı gunkanmaki, karidesli nigiri cesitlerini kursiyerlerle beraber yaptık. Ayrıca tütsülenmiş somonlu nigiri ve california roll yapımınıda Hiroki-sandan ögrendik . Etkinlik önceside evde 5 kg.ya yakın pirinci usulüne göre hazırlayıp paketlemek epey yordu ama kesinlikle değdi.







Uff evet unuttugum bir diğer konuda Eloşun agzında aft çıkmış olması . Onuda 2 gündür ilaclarla tedavi etmeye calısıyoruz . Umarım yarına oda daha toparlamıs olur .

Yorucu ama güzel bir haftaydı . Bende okuldaki derslerimi ayarladım , zaten haftaya 1 dersim yarım gün tatiline denk geliyordu , bu haftayı biraz hızlandırdım ve haftaya full izin kullanıyorum . Yılbası tatilinde uzun zamandır görmek istediğimiz bir yere , Dubaiye gidiyoruz . Çok çok heyecanlıyım , lakin hiç eşya hazırlamadım . üstelik yazlıkların çogunuda kaldırmıstım . Aksam beni hummalı bir hazırlık bekliyor bu anlamda .


Bu vesileyle , hepinizin yeniyılını şimdide kutluyor , 2011 in herkese güzellikler getirmesini diliyorum .
Kuzumla sizi öpüyoruz , muck, muck, muck.....

22.12.2010

Mim- Emzirme Reformu

Uzun zamandır mim cevaplamamıstım . Özgür anneden gelen mimi yakaladım , kısaca cevaplayayım .

(1) Türkiye’de ilk altı ay sadece anne sütü alan bebeklerin oranı sizce yüzde kaç? (*)
(2) Siz bebeğinizi ne kadar süre anne sütü ile beslediniz?
(3) Kaç ay doğum izni kullandınız?
(4) Yasal süt izninizi kullanabildiniz mi?
(5) Emzirdiğiniz ya da süt iznini kullandığınız için iş yerinde mobbing (tepki, işi bırakmanız için baskı) ile karşılaştınız mı?
(6) Bebeğinizi toplum içinde, dışarıda emzirmeniz gerektiğinde sıkıntı yaşadınız mı?
(7) Emzirme konusunda desteğe ihtiyacınız oldu mu? Gerek emzirme danışmanlığı, gerekse psikolojik olarak yeterince destek bulabildiniz mi?
(8) Emzirdiğiniz süre boyunca etraftan “sütün yetmiyor, mama ver, bu çocuk meme emmek için çok büyük” şeklinde baskı gördünüz mü?
(9) Emzirme Reformu’nu biliyor musunuz? Sizce Emzirme Reformu neden gerekli?
(10) Emzirme Reformu’nu web sitesinde desteklediniz mi? Destek olmak için www.emzirmereformu.com adresindeki formu doldurmanız yeterli.


1. Buna yüzde 20 gibi bir şey derdim herhalde ama gercegi duydugumda kulaklarıma inanamadım desem... ( 1.3 imiş)
2. 17 ay .
3. Bebegim 7 aylıkken işe başladım.
4. Evet toplu kullandım . İş yerim evime çok yakın olduğundan sabahları , ögle araları ve akşam ve hatta gece olmak üzere 10 ay daha non-stop devam ettik.
5. Devlet memuru konumunda olmak biraz avantaj özel şirket çalışanı olmak yerine . Hiç bir ters durumla karşılaşmadım.
6. Çok fazla yaşamadım. Arabamızda yada varsa özel emzirme odalarını kullanarak devam ettik.
7. Bırakma döneminde ihtiyacım oldu .Profesyonel destekten ziyade blogcu annelerle fikir alışverişimiz oldu. Bu konu biraz su götürdüğünden 17 ay erken diyenler ya da annenin rahatlıgı için artık bırakılabilirciler olarak 2 farklı görüşte mesajlar aldım .Kimi canımı sıktı , kimi rahatlattı. Bir y.dışı eğitimimide bahane ederek , zaten halihazırda bitirmek istediğim bu dönemi bitirmiş olduk.
8. Olmadı , çünkü yemeğini de düzgün yiyen bir çocuktu. Son zamanlarda artık bıraktırsan da olur diyen büyükler vardı ama.
9. Evet duydum . Anne ve babalr olarak bu konuda oldukça hassasız ama olmayanların farkındalığını artırmak adına güzel bir hareket olduğunu düşünüyorum.
10. Evet . Utanarak söylüyorum ki az önce doldurdum . Bırakma döneminde yinede azda olsa sucluluk vs gibi karısık duygular hissettiğimden bir süre bu konudan uzak kalmak istemiş ve emzirmeyle ilgili hiçbirsey okumak -yazmak istememiştim sanırım . Artık normale döndüm :))))

-----------------------------

Mimi alıp cevaplamak isteyen olursa beri gelsin der bugünlük huzurlarınızdan ayrılırım ...

15.12.2010

2 yaş civarı için oyuncak tavsiyeleri



18 ay sanki bir dönüm noktası çocuklar için . Yavaş yavaş elinizdeki kitapların yetmediğini , oyuncaklarda bir level atlama dönemine girilmesi gerektiği evinizdeki minik varlık tarafından da alenen hissettiriliyor.

Kitap konusundaki girişimlerime bir ay önce başlamıştım zaten ve çok şükür ki seçimlerim beni yanıltmadı. Ela akşamları zaman zaman şu tudemden aldıgımız kitapları getirip oku oku diye kucağıma veriyor.( Bkz. geçmiş postlar) Oturup geziniyoruz hayvanlar aleminde :)) Ama henüz uzun uzun hikayeler anlattığımız bir dönemde değiliz, sıkıntı yok , az çok kitap-sever bir çocuk olduğunu düşündüğümden sorun etmiyorum .Ama küçük , ince market kitaplarına pek ilgi göstermiyor. Kayyulu bir sürü küçük kitap almıştım Kipadan, karakteri sevmesine ragmen pek ilgi göstermiyor. Araba kitabı yapacagım sanırım onları. Yolda oyalama açısından.Kalın ciltli kuşe kagıtlı kitapları seviyor hasbam. Belkide tutuş rahatlıgındandır. Hem dikkat ettim yırtmıyorda onları. Halbuki ince dergileri ya da kitapları yırtıp atmaya daha meyilli sanki. Yine de kitaba bogma durumum yok . Kitaplıgımıza ay demeyi öğrenmesinin ve anlayarak zikretmesinin şerefine birde Ayda kitabını ekledik Tübitağın.Sanırım tercihim bu kitaplıktan olur bundan sonra da , ama yavaş yavaş.

Peki ya oyuncaklar ?

Oyuncak bollugu her evde oluyor sanırım , birde kullanılmayanların yaptığı kalabalık derken sepetler dolu , lakin oynamaya gelince sanki hiçbir şey yok gibi.

Kirazın duyurusunu yaptıgı hastanedeki çocuk bölümü için yolladım bazılarını. 1-2 parca ayırıp kaldırdım , olurya evimiz birkac küçük bebek gelir, onları oyalamak için kullanırız belki diye. Hem Eloşun bebekliğinde birkaç oyuncagı olsun , ileride hoşuna gider.

Kalan oyuncaklar ise beni bile tatmin etmedi. Haftasonu evde tıkıldığımız gün yeni oyuncaklar alma zamanının geldiğini bir kez daha hatırlattı bana. Peki ne almalı ne almalı??

Erkek anneleri genelde kepceydi, tırdı , iş makinaları alarak sevindiriyorlar yavruları . Bunun kız versiyonu belki önceden aldıgımız mutfak takımı ve bebeğinin vazifesini görür , hani taklitçi oyun kurma açısından falan galiba. Arabalara pek ilgisi yok zaten. Genler ..

2-3 gün önce artık canıma tak dediği için 40 parcalı bir patates kafa aldım , 40 lira verip. Valla ben bile sasırdım bu yaptıgıma çünkü oyuncak konusunda gerçekten pintiyim , düşünmeden öylesine pek almıyorum. Lakin ucuz olan setinin de dogru dürüst hiç parçası olmayıp 2 gün sonra oyuncak sepetinin dibini boylayacagı kesin oldugundan aldım valla. Şimdi 4 gündür her aksam patates kafa seansı yapıyoruz , çokta eğleniyoruz. Yani bu aralar kitaplarımız ve pataes kafamızla bir süre daha mutluyuz ama yinede sepetimizin içeriğini genişletmemiz gerekiyor.

Linkteki ürünüde Yeşimin Elasının sevdiği oyuncaklardan birine benzediği için , ondan esinlenerek ısmarladık. Umarım plastik kalitesi iyidir. Çok emin olamadım aslında.
http://www.hepsiburada.com/Liste/ProductDetails.aspx?categoryid=297990&productid=oyunakc037

Ayrıca tahtadan yapılma bir ayı giydirme oyunumuzda vardı , Aticimden kalan bize. Onuda zamanında depoya kaldıran ben biranönce bulsam iyi olacak sanırım.



Burcu ablasının aldıgı legolar var ama bu set sadece düz bricklerden olusuyor. Belki bu seti biraz geliştirmeliyiz . Buradaki fiyatlarını düşününce pek alasım gelmiyor dogrusu ama yakında bir y.dışı seyahatimiz olacak ve sanırım bu seferki alışverişin büyük bir kısmı Eloşun oyuncak alışverişine ayrılacak. Ama gercekten oyalayıcı , belki biraz creative , hoş şeyler almak istiyorum.

Bu anlamda yine bu yaş gurubu için tavsiyelerinize sonuna kadar açığım . Lego seti önerilerinizide bekliyorum.

Hadi bana biraz fikir verinde bir wish list yapayım bebeğim için ..

14.12.2010

Ben Seçerim

Eh, kelimeler tam anlamıyla böyle olmasa da pekde güzel ima edebildiğinide gördük bugün .

Sabah kalkınca genelde ilk işimiz bezini degiştirmek ve dolaptan birseyler alıp üstünü giydirmek şeklinde olur. Bu sabahta aynı şekilde dolaba yaklastım, raflı tarafından bir üst sectim , mızmızlık yapmaya basladı , bir itiraz bir itiraz. Sag taraftaki kapıyı gösterip açtırttı , oradan da askıdaki kurukafalı sweat-shirtünü gösterdi. Bunu mu giyeceksin dedim , onaylarmışçasına mızmızlığı sonlandırdı. Gülümsedi . Giydirdim .

Bazen yemek konusunda da yapıyor aynı seyi. Sizin verdiğiniz herhangi birşeye arıza çıkarabiliyor ama parmagıyla gösterdiği MAMA her ne ise artık , onu verinvce rahatlıyor .

Yavaş yavaş anne-baba bağımlılığından sıyrılıp kendi özgür iradeleriyle birşeyler yapmanın keyfine varan küçük inatçı keçim . Seninle çookkk işimiz var gibi görünüyor. Umarım olmaz olmaz şeylere de tutturmazsın bundan sonra.

Haliyeti Ruhiye

Nasıl Ankaralı isem , soğukları sevmiyorum ben. Zaten kış ayının yüreğe hitap eden tek görüntüsü lapa lapa yağan karıdır ki , oda havayı yumuşatır biraz , eğlenirsiniz , içiniz açılır , helede böyle yılbaşına yakın günlerde , biraz o havayada girersiniz belki.

İzmirde yaşamayı seviyorum elbet ılıman ikliminden dolayı , kışının daha yumuşak geçmesinden. Ela doğduktan sonra ise , özellikle de dışarda geçirebildiği vaktin uzunluğu açısından . Bu haftanın soğukları ise ne bize karı getirdi dogru dürüst ne birsey. Birde bizim lokeyşın denize açık, bol rüzgar. Gültekinin Ankarada olmasından sebep , ctesi oyun gurubu için İzmirede inemedik. Eve tıkılıp geçen bir hafta sonu, enerjisi atılamayan bir bebek bana gece 11 de uyunan uykular , gece sık uyanmalar , yatagında yatmayıp sürekli anne babanın yanında yatmak isteyen , aksi halde gecenin bir yarısı mızmız, ağlak bir velet olarak döndü. 2 gündür sabahları ise 9 10 u buluyor kalkmaları bu sefer. Sabah kıl olduk artık Gültekle, iyi hanfendi bizim uykumuzun içine ...sın sonrada sabah gerine gerine uyusun . Bakıcıda uyuyan cocuk başı beklesin.Akşam ise kendi kenine oyalanamama hali, yine 11 lere dek devam eden , sürekli onunla oynamamızı isteyen bir çocuk. Azıcık kendi işimize dalsak gelip avazı çıkan kadar , dik bir şekilde "anneee , anneee" çıkışları yada bunun baba versiyonu , ama genelde anne tabi:)) Ses tabi yazmakla olmuyo , ses tonu ve tonlamaları ile baya bir güldürüyor bu hareket bizi .tamam çocuk haklı , tüm gün işteyiz beraber olmak vakit geçirmek istiyor , ama çalışan anne baba olunca aksamın 9 , 9.30 undan sonra şöyle bir rahat başbaşa kalayım istiyorsun , kafamı dinleyeyim , kendime vakit ayırayım , ne mümkün.

Geçenlerde nurturiada Alman Anne baslıgıyla tartısılan bir konu vardı , yabancı ve türklerin çocuk terbiyesi üzerine. Yazacak çok şey vardı ama ortalık biraz bulanıp tartışma havasına dönünce keyfim kaçtı , yazmadım. Bir ara İngilterede au-pairlik yaptım . Çocuklar gündüz okulda , 15.30 da evdelerdi. Aksam 18.00 gibi anne , 18.30 gibi baba geliyordu eve . Bu arada günün tahlili, beraber çizgi film segretme yada hava güzelse bahcede oynama, yada evde müzikli sarkılı danslar vs. derken 19.30 banyo saati , 20.00 yatak zamanı ,çocuklardan birine anne diğerine baba kitabını okurdu , bazen değişirdi. Bu rutin çocukların içine öyle işlemişti ki itiraz söz konusu bile olmazdı. Ha arada bir tutmuyor muydu tutarakları çocukların derseniz, evet . O durumda da çatlatana kadar ağlattıklarını biliyorum hakkaten . Dönüş yok . Rules are rules . Evde sık sık "we have rules" cümleside zikredilirdi zaten. 20.00 de herkes kendi odasında olmak zorunda.Uykum yok diyen büyük çocuğa , yoksa bile yatagında kitap okyabilirsin , ama odadan cıkamazsın ayarı. Belki alıştırma süreci biraz sancılı , ama çocuklar hakkaten düzeni , kuralları seviyorlar aslında. Bence Türk evebeynleri olarak kurallardan hoşlanmayan aslında bizleriz, kendimiz inanmıyoruz uygulanabilir olduğuna , bazende işimize gelmiyor beki. Hergün istisnasız 19.30 da o çocuğu banyoya sokmak belki. Hergün işini gücünü bırakıp o kitabı okumak .Bizim oda da klima oldugundan hala ben cocugun odasını tam anlamıyla ayıramadım misal. Halbuki kaloriferi var elektrikli , yak , ısıt , kendi oda düzenine alıştır degil mi? Şimdilerde mesela ben Elayı alıp cıkıyorum yukarı uyutayım mesela , oda baba baba diyip kaçıyor alt kattaki salona dümbelek :)) Baba haberlerini segrediyorsa , getir burda sallayayım diyor . Sonrada böyle kah orada kah burda sacma sapan bir sekilde devam ediyor tabi uyku sorunsalları . Sonrasında da gel buraya bloga üf-püf diye kızı şikayet et .Ay evet evet bişey yapmalı.

Bu arada 2 yaş civarı çocugu olanlar yazabilirler mi , gündüz uykularını kac saat ve hangi zaman aralıgında uyuduklarını.Sanırım bu uyku konusunda biraz çalışmam lazım benim.

8.12.2010

san'at çalışmalarımızzzzz

Eloş hanımın sabah keyfi.


Sabaha karşı içtiği yarım biberon süt ve kuş kadar yenilen kahvaltı sonrası kankaları igulll(iggle-piggle)apşiii(uppsy) ve kapabaa( makapaka) ile birlikte tv keyfi yaparak bakıcı bekleyen yavrukuş ..

Tv konusunda cık cık cık seslerini duyar gibiyim . Haklısınız , sabah telaşesinde Elayı oyalamak Tv yoksa zor. Ya ayagımıza dolaıyor, ya benim makyaj malzemelerini kurcalıyor, bir sekilde evden cıkmamızı zorlastırıyor . Battaniyesinide örttüren kendisi bu arada , keyifçi kuzu seni.


Haftasonu kipadan büyük hayallerle aldıgım büyülü boyama diye birsey . Sadece su ile boyama yapabiliyormusuz , 5 lirada olunca oo dedik ne uygun ne güzel . Ama eve gelince benim için hayal kırıklıgıydı. Renkler çok belirsiz. Ama yinede Ela suyla oynama işine bayıldığı için sevdi. Sanırım e-bay üzerinden crayolanın color wonders serisi ürünlerini edinmem lazım. Tabi bu arada Elanın suya elini soktuğu, boyalı suyu içmeye kalkıştığını falanda anlatmazsam olmaz:)))

 

 


Şehrime tee japonyalardan origamistler geldi. Japon nakısı ve origami sergisi var Alsancak , Türkan saylan Kültür Merkezinde , yolu düşen ugrasın . Origami eğitmenleri 9 Aralık persembe gündüz tüm gün orada olacaklar. Sizde modüler origami örnekleri deneyebilirsiniz.

Evet üstteki bu katlamayı ben de yaptım. 12 tane origami kagıdının katlamasıyla olusuyor , yaklasık katlamak 1 saat sürüyor . Çok seviyorum , çok zevkli. Yarın dersim olmasa yine giderdim sanırım ..



Güzelsiniz yaaaaa , keske beceripte bunları katlayabilsem ..

1.12.2010

birkac kare

Hafta sonu Topolinodaydık. Gecen sefer pek memnun kaldıgımız bu yerden son gidişimizde 3-4 tane d.günü organizasyonu,sehir fırsatı kılıklı birkac kampanya dolayısıyla hiç ama hiç memnun kalmadık . Nedense bizim Türk zihniyetinde bir sorun var . Madem cok bilet sattın , o haftaya dogum günü alma , madem cok dogum günün var o zaman kampanyayı baska haftaya yap, dengele di mi ama .İş bilmezlik bu oluyor galiba.Ne elemanları olaya hakim olabiliyor , ne yemek yerinde oturacak yer var . Merdivenlerde oturmak zorunda kaldık . Çok kötüydü. Topolino kaç anneyi soguttu ctesi günü bilmiyorum ama bizim grubumuz toptan sogudu o kesin .

 

 


Bizde kahve molası için Agoraya kactık.

 

 
Posted by Picasa



Buda evdeki yaramazlıklarımızdan