30.11.2009

Bir Bayramın Ardından

Bayramları sevmeyen bir çok akranıma inat bayramları seviyorum ben .

Bekarken ve rehberlik yapıyorken , herkes tatil yapar ve ailesiyle beraberken ben hep çalışıyor olurdum . Bayramlar, yılbaşı veya h.sonu ile birleştirilen her türlü tatil bizim en çok ve en uzun satatler çalıştığımız günler olurdu . Benim için hep buruk geçerdi bu tür günler o yüzden .

Evlendikten sonra ise sanırım hiçbir bayramımızı ailelerimizden uzak geçirmedik . Ya biz gittik ziyaretlerine , ya benim yada eşimin ailesi ile biraraya geldik . Büyükler için çok manidar tabi , çocukları torunlarıyla beraber olmak büyük keyif . Hele şimdi birde Eloş hanım varki aileye yeni katılan , tadından yenmiyor . Onunla herşey daha da güzel .


Bu tür gelenekleri sürdürmeyi seviyorum . Elimden geldiği kadar da sürdürmeye çalışacağım ilerde , bakalım Eloş büyüyünce anne babasıyla beraber mi geçirmek isteyecek , yoksa resortlardan birinde kısa bir break mi?


Eloş hanımın ilk kurban bayramı bu . Bu bayram eşimin ailesi bizdeydi. Gecen sene olduğu gibi Lösev için kurban bağışında bulunduk biz, dolayısıyla evimize et gelmedi . Sanırım komşulardan da kesen yoktu . E kavurmasız kurban bayram mı olur ? Bizde kasaptan et alıp kavurmasız kalmadık . Eloşun babaannesinin elinden afiyetle yedik. Bende yan aksesuarları hazırladım artık :)


Elanın ayakkabıları canım arkadaşım Yeşimin hediyesi idi . Aslında çok cici bir bordo eteğide var . Kombine bulamadım üstüne hala .Saten ayakkabılar sabah ayağındaydı ama günün ilerleyen saatlerinde ayağından kayıp gitti tabi. Gültekin arkadaşı Emrenin aldıgı hediyesini degiştirmek zorunda kaldık ve çok cici bir triko elbise aldık , şapkasıyla takım (7 cüceler şapkası diyorum) . Cicik mi cicik oldu kuzucuk . ( Bu arada Emre okuyorsan , kollar çoookk uzundu , olmadı napalım :))


Babaannesi Eloş babaanne dediğinde koluna bebek künyesi takıcam deyip duruyordu . Bizim kızda tık yok ama babanne dayanamamış anlaşılan . Kızıma bayram hediyesi olarak taktı . Teşekkür ederiz buradan da . Tabi meşhur köpecik kumbaramıza dededen ve abisinden kapılan harçlıklarda atıldı .Anlayacağınız bayramın şanslısı bizim kız oldu.


İlk gün Nazo kuziler vardı . Erkekler birara sahile gittiler , Canberk ( kuzenimin oglu) dalmaya gitti ve giderkende evdeki erkekleri toplayıp götürdü. Nazocum bana ve bebişime çok şık bereler örmüş. Ellerine sağlık .Güzel bir gün gecirdik , akşam beraber yedik , evdeydik . ( Birara ana kız berelenip , koyacagım buraya)Ece ablasıyla haşı neşir bol kitap okudu benimki.


2. Gün yine bizim fiks rota Alaçatı tarafına uzandık . Pazarın 3 te 1 i yoktu . Nextçi amcayıda bulamadım :( Ama Alaçatı sokaklarında turladık yine. Hava çok güzeldi. Alaçatı merkez epey hareketliydi. Bayram biraz canlılık getirmiş anlaşılan . Orta kahvenin oralar yine tiki abla ve abilerimizle kaynıyordu. Takıcılarda takıldık , fırından sıcacık ekmekler aldık . Oh misss. Sonrada hiç gitmediğimiz bir rotadan dönüşe geçtik . Şifne , Ildırı üzerinden . Bu yol üzerinde bu kadar çok yazlık olacagını tahmin etmiyordum . Manzara güzeldi , hemde tam akşam gün batımına yakın Ildırıda bir ara verdik . Elişi salıncakta sallarken , babacık süper bir sunset pozu yakalamış .


Oradadan da yine güzel bir manzara eşliğinde Karapınardaki balıkçımıza vardık . Cipoş ( çipura tabi) midye kalamar üçlüsüyle mideleri şenlendirdik . Bu arada Eloş yan masadakilere sarktı , bol bol sohbet etti:) Çipoştan yedi. Yemeğin sonlarına dogru epey bir mızıldadı artık yorulduğu ve ögleden sonra uykusunu atladıgı için . Balıkçı eve yakın olduğundan döner dönmez küçük hanımın icabına baktım .


Bayram 3 , babamız Londra yolcusu . Bir yanımız buruk kaldı . Bugünse Kayacan abiyle babaanneyi yolcu ettik . Dedemiz dr. kontrolü nedeniyle birkaçgün daha buralarda olacak , bize de göz kulak tabi.


Anlayacağınız uzun bir ara olmuş ama keyfimiz yerinde. Ufak tefek gribal durumlarımız dışında pek keyfimizi bozan bir şey olmadı bu ara . Domuz gribi korkumdan dolayı Elayı 1 yaş kontrolüne kadar 9 Eylüle götürmeme kararı aldım . 10. Ay boy – kilo kontrlünüde kimsenin olmadıgı bir sırada saglık ocagında kendim yaptım Gültekle :) 75cm. , 12.200 gr. Sadece 200 gr. almış bu ay , çok sevindim .
Dişler hala patlamadı , sıralamalar çok emin , sanki yürümesi çok yakın . İşi gücü bütün gün kendi ismini tekrar etmek . Elo Elo Yaylalar diye bir şarkı uydurduk . Onu söylüyor şimdilerde komik böcük "Elo Elo Yayyaaa" diye .

17.11.2009

Elo el salladı

Dün işe giderken sabah ela hanım ilk kez anne ve babasına el sallayarak annesini ve babasını mest etmiştir .

Well done evladım well done

14.11.2009

Musafir geldi hanımmm



Kolajımızdan da anlaşılacağı üzere bugün yine toplaştık ( Tunalar - Arcalar ve biz). Evimize bayram havası geldi . Çocuklar ortada dolaşıp oynarlarken bizde birşeyler atıştırmaya çalıştık . Havada güzel olduğu için Alaçatı yapar gelir sonrada eve döner , birazda evde otururuz diyorduk ama ,Alaçatı pazarında alışveriş( tabiki bebeklere- bize yine birşey yok:(( ) , sonrasında sokaklarında atılan minitur , kumruyla ve bebek mamalarıyla taçlandırılan yeme molaları derken akşamı ettik bir şekilde . Çok güzel bir gündü, yine bekleriz:)

Bu arada pek Tuna ve Arca beyler Eloş hanımın kış kreasyonuna pek cici 2 triko ekleyerek bizi pek sevindirdiler. Tekrar teşekkür ederiz zağrif anneleri Hülya ve Yelize buradan tekrar :))Severek giyeceğiz .

Eloşu pek zor uyuttum . Diş sancıları azdı sanırım . Gündüz gayet keyifliydi , gece cozdu yavrukuş. Yakın dost calpol abiden birkaşık verdim sonunda. Şimdilik uyuyor. Bende kocacığımı bekliyorum 4 gözle.Ucagı rötar yapmış gene . Pöfff........

13.11.2009

Selvi boylum ,al nanaklım



Resim bugünden-ikindi uykusu sonrası

Mutfakta birseylerle ugrastıgım sırada küçük hanım uyanınca verdik eline kasıkları kapkacagı , biraz drum çalışsın diye ama hanfendi kısa sürede sıkılıp yine bacaklarıma dolanmaya başladı anneaaa mimeee diye .

Ay evet kızım bugünlerde isteklerini cümle kurarak belirtmeye başladı, müjdeler olsun . Dün yine salondayız bende bilgisayarın başında , oda salonu tavaf etmekte . Yine bir süre dolanıp oturdugum sandalye önüne gelip ayağa dikildi . "Anne Eloww memee" "ne diyorsun sen ne :)) " üüü:((hüüü: anne eloooo " Öyle tatlı söylüyor ki hani insanın içine sokası geliyor yavruyu .Neyse böyle tatlı başlayan gecemiz uyuması gereken saatte uyumaması , dalsa bile saat bası uyanıp "mimeee , anniaa, memeee" gibi mızırtılarla devam etti . Sabahı zor ettim gerçekten .Hani derler ya yakamdan düşmüyor, buda memenden düşmüyor.İşin kötüsü bu aksamda aynı sekilde gidiyor. 2 saattir 3 kez uyandı ve herseferinde biraz emzirerek avutup, tekrar yatagına yatırdım . Normalde bu sıklıkta uyanmaz tabi , bugünlerdeki mızıltımızı yine dişe yoruyoruz artık ama patlayacaksa patlasın artık yaa. Cocugun popo pişik olmustu dün mesela ciğer gibi . Neyseki ilacla müdahale hemen normale döndü. Cok zorlu geciyor diş çıkarma serüvenimiz malesef. Bugün aksam yanaklarıda kızardı. Gecen ilk dişlerimizde de böyle kıpkırmızı alev alev yanmıştı yanaklar, oda bir belirti sanırım.

Eloo hanım pek tatlı tabi. Elada diyor bazen kendi kendine , biliyor ismini ama en cok Elo yu kullanıyor yinede. Nerden çıktı bu Elo derken birden ayıldım . Çocuğa sürekli Eloş diye hitap ettiğimizden onuda benimsemiş tabi. Eloş sesini taklit ediyor demekki bıdık. Başka kelimemiz yok. Baba hala yok . Tesadüfi 1-2 kerenin dısında .

11.11.2009

Benim O-lmaaa



Biri beni durdursun canım.
Nerden denedim şu dımbırtıyı bilmiyorum ama hergün kahvemin yanında bana eşlik edip günde 1 paket indirmeye başladım mideye. 2 aydır düzen böyle .
Göbek tüm haşmetiyle yerinde duruyor.
Şikayetçiyim kendimden .
Bunu bulan firmadan da . Gırrrr...

9.11.2009

haftasonumdan 2 dvd

Çoluk çombalak derdine düşüp şöyle güzelll bir film izlemeyeli çok olmuş. Galiba sinemada gördüğüm son film 8 aylık hamileyken AROG olmuştu. Dile kolay 1 koca sene . Halbuki lisede ve üniversite öğrenciyken hemen hemen her hafta sinemada bulurduk kendimizi. Bir ara kuzenim Betül'le hiç sektirmeden piyasadaki tüm romantik komedileri seğretmeyi görev edinmiştik kendimize.(Brad Pitt'i asla atlamazdık mesela , mutlak giderdik. Oda çöktü gitti ah ahh, Babil'de pek yaşlanmış bulmuştum kendisini). Elbette vizyondaki tüm filmler bilinir , özenle seçilir , harçlık mundar edilmemeye çalışılırdı .Neyse, çok uzun zaman geçti bunların üzerinden .

Artık pek çok klasik Türk ailesi gibi DVD ciyiz . Bununla gurur duymuyorum ama Eloş bu anlamda epey değiştirdi hayatımızı . Evde sağlam DVD arşivimiz olmasa da okul kütüphanesinin 1000 e yakın film arşivi , izle izle bitmez dedirten cinsten . Ama vizyonu epey geriden takip edebiliyoruz haliyle . Dolayısıyla belkide bazılarınız bu filmleri halihazırda gördünüz zaten . Ben yinede kısaca bahsedeyim .

Cuma kocacığım elinde bir sürü DVD ile eve geldi.

"Lo Lo Mahsunn" abimiz görmeyeli baya bir değişmiş. Palmiye ağaçlı kliplerden sonra Beyaz Melek'le epey ses getiren Mahsun , olaya son noktayı koymuş kanımca. Doğulu iki ailenin memleketindeki ağır şartlardan dolayı daha iyi bir yaşam arama savaşı ve İstanbulun çarklarında mahvoluşu , diğer aileninse y.dışına kaçış çabaları ve sonrası filmin konusu . Filmin bazı yerlerinde abartılı veya gereksiz bulduğum noktalarda var ( travesti olayı gibi ), genel olarak hem çekim kalitesi,hem görüntüler , hem verilmeye çalışılan barışsal mesajlar ve anne sevgisinin işleniş şekli nedeniyle kesinlikle izlenmeye değer bir yapım olmuş.Helede beni ağlatan bir yeri oldu ki kolay kolay ağlamam . Şerif Sezer'de oynamış ki çok severim onuda. Demet Evgar , gayet de iyi.Neyse fazlada açmıyorum ,sürprizi bozmayalım dermişimm..



Bu filmi hiç duymamış ve fragmanını dahi görmemiştim. Eski bir not defterinden yola çıkılarak anlatılan güzel bir aşk filmi. 2004 yapımı imiş. Kesinlikle yavan ya da klişe değil . Filmin sonu ruhunuza dokunuyor . Bu tarzı seviyorsanız kaçırmayın derim.

5.11.2009

Kuzu Hanımın Ev Halleri


Kuzuya bugün toka taktım , pek bi kız oldu gene . Ailecek bayılıyoruz yavruya.
Zaten ne demişler kargaya yavrusu kuzgun görünürmüş . Gerçi kuzuda pek datlu ama :)
Yesil ev kıyafeti altına pinko çoraplarıyla da yakıyor hane ...

Bu aralar pek bir hareketliyiz. Uykuda degilsek her daim evi , hatta katları tavaf halindeyiz. Hala merdivenlere kapı taktıracağız. Tabi fırsat bu fırsat kuzu hanım bir aşağı bir yukarı, kah patates-sogan rafında faaliyette, kah buzdolabında mıknatıslı puzzlelarıyla oyun oynamaca.Her daim ya ben ya bakıcısı peşinde kontrol ediyoruz.


Fırsatını buldu mu bacaklarıma , eger oturuyorsam üstüme başıma tırmanmaya bayılıyor.


Her daim sandalye tepelerindeyiz, resim cekildiğini anladığı an en şirin kahkaları atıyoruz anneye.


Buzdolabı mıknatıslarıyla oynamaya bayılıyor. Daninolar bu ara bunlardan hediye ediyor. Renkli olunca ilgisini çekti sanırsam.

Anlayacağınız hastalıklar atlatıldı, keyifler yerine geldi. Hayat tam gaz devam ediyor.

1.11.2009

İyiceyiz

Kızlar hepinize cok tesekkür ederim . Akıl veren , gecmiş olsun dileklerini ileten , arayıp durumumuzu soran arkadaslarıma cok cok tesekkürler.Yalnız olmadığını hissediyor insan.

Kuzucuk sanırım oldukca hafif atlatıyor döküntüleri , öncesi biraz sıkıntılı oldu ama su an keyfi gayet yerinde . Yarın tamamıyle biteceğini düşünüyorum .

Dün gece kuzu sadece 2 kez uyanarak dinlenik bir gece gecirmemi sagladı , gündüz ise ilk kez babayla kendimize ait bir gün yaşadık. 12 civarı kızı bakıcısına attık , oradan annemle babamı Ankaraya yolculadık . Agorada başbaşa dolaştık , biraz tıkındık . Oradan verelini Kıbrıs Şehitlerine. Geçenlerde Yelizin bahsettiği Kotonun outletine gittik , kocaya uygun fiyata takım elbise , kendime kumaş pantolon ladık , cicilendik . 5-8 arası ise yine aynı çevrede , aktif felsefe derneginin düzenlediği Japon gecesi vardı . İyi niyetlerle hazırlanmış olsada hiç fikri olmayanlar için güze, benim için yetersiz bulduğum bir aktivite oldu . Zira gecede Japon dahi yoktu . Neyse , yinede evden ve bebekten uzak , kendime ait bir gün oldu . Bir nefes aldım , ama nerede cocuk yada puset görsen bebeğimi özlediğimi hissettim sokaklarda gezinirken. Aksam 9 gibi bebemize kavuştuk , oda uyumamış bizi beklemiş :) Sarılıştık , koklaştık , yanaklarını ham ham yedim :))