29.06.2010

Sütçü Kuzu

Memeyi kestikten ve dişlerin 3 tanesini patlattıktan sonra gece uykularımız baya bir düzene girdi.Yeni bir dönem basladı tabi , yeni bir rutin kazandık bizde. Her sabah 6.30 da ve gece 21.00 civarı yatarken koca bir biberon süt keyfi.

Elanın odası sıcak oldugu ve küçük yatagında da sürekli uyanıp kendini yordugu için 10 gündür bizim odada klimanın direkt gelmediği bosluga hanımın küçük yatagını kondurdum . Şimdi sabah 6.30 süt içtimasına kadar rahat ve huzurluyuz. Fotolar gecen sabahtan :)

 

 

 
Posted by Picasa

28.06.2010

Kacamak

Hafta sonu için 1 gecelik kacamak , Focaya gidelim gitmeyelim derken , ctesi sabahı hafif bulutlu olmasına ragmen acacagına ümitle , yola düştük erkenden. Çiğlide senelerdir bitmeyen yol caısmalarından asarak ve o yola düşüldüğünde istisnasız ugranıp saat sabahın körüde olsa bir cayla beraber Sakıpağada o müthiş sakızlı kazandibi hüpletilerek 10.30 civarı konaklayacagımız tesise yani Polen tatil Köyüne vardık. İsminin T.köyü olduguna bakmayın , alakası yok . Ama kendine özel muhtesem bir kumsalı , çim üstünde kocaman semsiye ve minderleri , mavi bayraklı ılık suyu ile gönlümüzü fethetti diyebilirim . Odalar ise dekorasyonu ve yataklarıyla oldukca eski , uyduruk pansiyon odası görünümünde. fiyatlar ise oldukca uygun . Sadece 1 gece kaldıgımız için ve yatmak için odaya girdiğimizden pek sallamadım acıkcası . hatta yine gidebilirim .



Bu 2 günlük kacamagın tadını en cok cıkaran Eloş hanımla babası oldu aslında. Baba snorkel yaptı bol bol , Ela ise sahildeyken sudan hiç cıkmadı , ne zaman semsiye altına almaya calıssam bir yolunu bulup kosarak denize kactı yine. Ben hiç bu kadar suya düşkün çocuk görmedim . ( Yok gercekten görmedim ) . Ela bu sene denizde hareketten yana oldugundan bebek simdini pek sevemedi sanki. Üstünde oturdugunda cok güvenli evet , ama simitteyken el-kol cırpamadıgından pek eglenmedi . Bende can yelegi almıstım gecen hafta. Oda sürekli yana yatmaya baslayınca cocuk daha da panik oldu ( Önermiyorum asla ) Bu kez ögle yemegi için yeni focaya indiğimizde birde kolluk mu denesek olduk , renk renk satıyorlardı küçük dükkanlarda. Onun yasına ve ebadına uygun bir cift edinip döndük Tatil köyümüze !!( ? ) :))) Ben pek prim vermezken o kollukları pek sevdi , ilk etapta biraz denge kurmakta zorlandı ama bizim yön vermemizle rahat etti . 2. gün kendi basına desteksiz suyun yüzeyinde durabiliyordu. Çok çok şaşırdım gerçekten . Böylece bebek simidini tedavülden kaldırmış olduk. Hurrey....

Aksam yine kaldıgımız yerin muhtesem manzarası ve bence vasat mezeleri ( Gültek balık yedi - iyiymiş ) ama süper bir sunset eşliğinde , Elada boyaları ile meşgul olurken güzelce yemeğimizi yedik . ama hepimiz yorgun oldugumuzdan erken devrildik , ve mışıl mışıl uyuduk. Ertesi sabah hava oldukca kapalı oldugundan benim bebegi babaya emanet edip güneşlenme hayallerim suya düştü. Neredeyse yagmurda girecektik suya. neyse , sabahta 1 saat kadar suda eglenip , toparlandık ögle vakti ve yavas yavas düştük İzmir yollarına..

21.06.2010

Babalar Günü


Kız babaya erkek cocuk anneye düşkün olur derlerdi de , 15 aya kadar ben bunu hiç farketmemiştim be blog. Ne zaman bizim hatun baba demeyi öğrendi , o günden beri babaya bir düşkünlük , dilinden düşürmeme, uzaktayken bir hasret halleri ki sorma gitsin. allahtan fazla kıskanç bir yapım yok :) Hatta böyle olması , koca yazı bensiz geçirecegi için iyi bile bence işime geliyor . Neyse , diyecegim o ki , henüz farkında olmasa da babalar günü pek bir anlamlı kızımın sayesinde elbet.

Hediye olarak üzerinde Yılın babasına yazılı bir Oscar heykelciği almıstım ben , esprili olsun diye , sabah daha yataktayken taktim ettik kendisine. ofisinin en nadide yerine koyacaktır sanırım. Sonrasında sıkı bir kahvaltı ve 9 gibi doğru denize. ne kızım ne babası fazla güneş sevmediğinden erken gidip erken dönmeyi planladık. Elayı denizde tutmak mümkün degil. Babası biraz acılayım deyince , bizimkide dogru peşinden attı kendini derine dogru . Çok tehlikeli. Sürekli basında asker olmam gerekiyor. Bası suya girince cıkaramıyor cünkü. Neyse , baba geri döndü naapsın , aldı kızını kucaga , bol bol oynastılar :)

 

 

 

 
Posted by Picasa


Dönüşte pazara da ugrayınca 12 yi bulduk , eve gelince bir postada balkondaki şime havuza atıverdi kendini , tatlı suyla duşunu alıp kendini koltuga bırakıverdi taaa akşam 17.30 a kadar . Maşallah diyelim :))

 

 
Posted by Picasa


İşte böyle geçirdik günümüzü , sade , sıradan ve bize özel .
Tüm babaların babalar günü kutlu olsun .

Limoncu teyze

 


Bu kız tam bir bitirim oldu , boyu uzadı ya eli-kolu herşeye ulaşır oldu. Masaların üstünden ulaşamadığı alamadığı şey yok.

Yine böyle bir anda yalaşadım bu pozları. Hangi ara limonu kaptı bilmiyorum , yakalandığında yüzünü buruştura burştura , sağına soluna sürerek afiyetle yiyordu:)
Posted by Picasa

18.06.2010

Kuzu denizde vol.2

 

 

 
Posted by Picasa


Günler hızla akıp geçiyor , Eloş birkac gün sonra 17 aylık . Hey be hey , nasıl gecmiş günler tutabilene aşk olsun. Daha dün gibi ilk dr.a gidişimiz , ultrasonda yavruyu görüşümüz. Yuvarlak hesap 2 senedir beraberiz aslında.

Okulda işler yavaşladı. Ofiste yine kimse yok . Arazi durumları. Bölüm baskanıda izinde , bugün sekreter de yok , bende mi kaçsam :)

Sabah geç geldim aslında , saglık ocagına ugradım. Ölcümlerini yaptık. 14 kiloya 82 cm boy ölctü. Kanımca kısa ölctü yine . hastane saglık ocagı ölcümlerinde hep 2 cm. fakediyordu öncedende. Bence 84-85 olmalı. Kıyafetlerinden anlıyorum cünkü uzadıgını. Karma aşılar birdahaki aya. Ben yanında olmayacağım kuzunun ilk kez bir aşısında. Hüzün veriyor. Bakıcısınıda köyde alıp biraz plaja indik , epey rüzgarlı ve dalgalıydı. Yine de heyecanlandı kuzu. Girmek istedi , su ısısı sıcak olduğundan sakınca görmedim . Dalgalarla boğuştu biraz pek eğlendi. Kafeteryadakiler de artık tanıdılar , cesur kız sen mi geldin dediler:) Bu seferde kumlara yatmaya bayıldı pek , bir yandan suda vuruyor , hoşuna gidiyor heralde . En kısa zamanda bir life-jacket alacagım yasına uygun . Daha rahat hareket edermiş gibi geliyor. Simidine bu sene yüz vermedi hasbam:)

Ay sonu Ankaraya gidecegiz birkac gün . 4 gözle bekliyorum , annemleri özledim . Onlarsa hep Ela'yı soruyorlar. Torun daha kıymetli tabi:) Çabuk gel ay sonu.

Göz akıntımız için dr. arayısına girdim , İzmirli annelere ve nurturiayaya yazdım , bir kac öneri geldi. 1 yasından sonra ne kadar geciktirisek , o kadar kötü olurmus , iş göz yası protezine dek gidermiş . Korkutucu geldi , belkide ben gitmeden bu işi de halletmeliyiz, şu an babayla gündemimiz bu .

Not. Cihan okuyorsan bana telini mail atar mısın ?

13.06.2010

Küçük balık



Video bu sabahtan.

Dün ağır toplar vardı misafirlerimiz. Tuna ve Arca ziyaretimize geldi . Pek güzel vakit gecirdik , yedik, içtik, güldük. Parka gittik, balkona legen havuz yaptık . Ela cocukları tepeledi , Tuna temkinli , Hülyaya yanaştı , Arcamsa birkac ufak işkenceye maruz kalsada ezdirmedi kendini valla. Ela çok komik , çok hareketli, sevmek isterken kontrolsüz güç kullanan tip. Bir ara profiterol kasesine daldı , agzı yüzü elleri çikolata oldu, güldürdü bizi şebek . Yelizin makinada sanırsam , daha sonra koyacagım. Bu kadar aktiviteye ragmen gece gec ama iyi uyudu. gece diş sancısı yoktu sanırsam , anneyi dinlendirdi. bende ertesi için deniz planı yaptım.

Babamız yine yok , eve tıkılmak istemiyorum .Hayat devam ediyor. 2 aydır pek az görüşüyoruz , karı-koca degil arada takılan sevgililer gibiyiz bu ara:)) Araba konusunda da cesaretliyim, denize arabayla inmem gerekiyor. Kalktık , kahvaltı faslı ıvır zıvır , kovakürek , simitleri bul, toparla derken saat 10 u bulduk.Kakasını yapmadı, dün gece yatmadan 2 kez pırtlatmıstı. Diş çıkarma döneminde çok dengesiz belli olmuyor. Tırstıgımdan huggies swimmers taktım totosuna, istikamet Gülbahce köyünün plajı.

Plaj pek sakindi aslında , tam bizlik. Birkac cardak vardı , sezloglarıyla kiralanıyor. Bir tanesine konuçlanalım, Elada ögle uykusuna dalar orda gölgede diye düşündüm ama nerdeeee. Arkadaş sanki 40 yıldır yüzücü , denizi görür görmez kova küregi sallamadan koştur koştur denize . Cardakla 20-25 m. var arası. Gültek Uk den buna deniz ayakkabısı getirmişti , fantazi yapmış diye düşünmüştüm . Süpermiş , okuyorsan kocacım , iyiki almıssın diyorum. Ela depar aldı , ben havluları seremeden peşinden . Ya insan hiç mi çekinmez , kenarına gidince bari bi dur , noluyo de. I Ihhh. Kendimi attı sulara, ne simidi, ne kolluk , öylesine. Allahtan hemen derinleşen bir deniz degil ama yinede ne bileyim , tırstım ilk etapta ben. Seninki dalgalar vurdukca senlendi , kenara cıkarmaya oynatmaya calıstıkca tekrar tekrar attı kendini sulara. Yaklasık bu vaziyette 1 saat kadar takıldık . Baktım kenera gelmiyor, kova kürek falan hiç umru degil , toparlandım döndüm mecburen . Babasız zor be blog:))Özellikle de bebek bu kadar hareketliyken.

Bu arada gelen gecenin acayip sempatisini kazandı . Laf atanlar, maşallahlar falan. Hatta bir ara plajın kafeteryasında çalışan bir bayan geldi , hocam çok merak ediyorum bu çocuğu siz nasıl böyle yetiştirdiniz, nasıl koşuyor korkusuzca, ne kadar cesur,hi çekinmiyor sudan vs... Daha uzun muhabbet te baymayayım ..Pek gururlandık veledimizle sabah sabah:)) Özgür ruh - kova burcu ondan mı ki blog ?? Yoksa çok müdahaleci bir tip olmadığımdan mı ki acaba ?

Almanyada kuzenimin kızı bu yaşlarda kreş aktivitesi olarak düzenli havuza götürülüyordu da o zaman zoraki bir aktivite olarak düşünmüştüm bu yaş grubu çocuk için. Oysa bugün kızım bana bu yaştaki bir bebeğin bile bu tür şeylerden nasıl da keyif aldığını öğretti ciddi ciddi. Bazen çok önyargılıyım sanırım.

8.06.2010

Rapora devam

 

 

 

 


Rapora uzun uzun devam edecek degilim aslında. Çünkü bugün 6. gün ve bu işi kotardık arkadaşlar. Gazamız mübarek ola.

Gündem değişti , aylardır beklediğimiz , şişip şişip inen dişler harekette. Sol alt dişimiz patlayalı 2-3 gün oldu ama etini tam yarmadı. Dün gece 2 gibi aglayarak uyandı. Yataga aldık , ama avutamadık ne baba ne ben. Diş yüzünden oldugunu bildiğimizden babayla içimiz parçalandı. Calpol verdim zar zor. Bir süre sonra sakinledi. Tepemizde uyudu.Bir şekilde sabahı bulduk anne ve baba yorgun şekilde. Az önce kontrol ederken gördümki sag üsttende baska bir dişi patlamış. Demek ki dün akşamın faili oymuş.

Resimler hoşuma gitti , facedi nurturiaydı yüklüyorum.
Posted by Picasa

5.06.2010

3.gün raporu

 


Yavru duruma iyice alıştı sanırım . Dün gece hiç uyanmadan sabah 6 ya dek uyudu. Şaşkınlık içindeyim .Babasıyla uyumustu gece. Gece 4 civarı belli belirsiz meme-memee diye bir ses duydum , suyu kapıp yanına gittim ama uyuyordu. Sanırım , uyanmadı bile . babasının başucuna suyu koyup yan odada uykuya devam ettim.

Sabah 8 kalkısları 6- 6.30 arasına cekildi.İşime pek gelmesede , gece sürekli uyanmak mı , yoksa güne erken başlamak mı derseniz , kararım 2. şık olur.Bizde güne erken basladık ailecek ,ilk önce ona kahvaltı ettirip gönlünü eyledik ,sonrada biz kahvaltı ettik . Evi toparladık . Bir süredir sabah uykularına elveda demiştik. Bugün ögleden önce biraz uyududa. Dolayısıyla ögleden sonraki programda arıza cıkarmadı. Arca, Tuna ve Alpilerle bulustuk . Lakin AVM de bir oraya bir buraya kostururken , cocuklar pusetlerinde oturmak istemezken , Arcacığımın keyfi yok derken yine büyükler 2 çift laf edemedik aslında. Ev ortamı şart. Hepside ayaklandı artık , yerinde durana aşkolsun . Zor valla . Neyse , yinede görüşmek güzeldi. Görmediğim süre içinde Arca baya bir dillenmiş , rahat yürür olmuş , Tunacım sacları uzamıs , yakısıklasmıs. Alpide çok tatlı zaten . Oda azdı biraz , eğlendiler :) Kızlarla ayrıldıktan sonra babamız geldi , alışverişe devam . Birseyler atıstır , oradan da tansas derken eve gec geldik . Dolayısıyla Elanın aklına pek gelmedi emzirme olayı sanırım . Geldikce de UFF deyip geciştirdik . Oda Uff diyor benden sonra , çok tatlı :))Hatta demin yerde siyah bant bulmuş , onu bana gösterip uf dedi , çok güldüm :))) Dalgasınıda geciyoruz artık .

Gec geldik , biraz geç yattı . Umarım gece sakin gecer .

Foto gectiğimiz haftadan . Bu ara pek fotograf cekmediğimden , bunu yükleyeyim dedim . Kuzunun anneannesine gelsin .

4.06.2010

Emzirmeyi bırakma - Rapor I

Emzirmeyi Bırakıyoruz !!!

Evet, dogru duydunuz , bu sefer kesin . Takipçilerim bilir bu konu hususnda aylardır kafa patlatan, bulduğu her yazıyı okuyan, biberon ve normal süte yumuşak bir geçiş yapmak isteyen ben , Özgür annenin deyimiyle kanlı bir şekilde müdahale etmek zorunda kalıyorum artık olaya.

Aylardır bekliyorum aslında , bir şekilde sütüm azalır mı ya da Ela kendiliğinden bırakmak ister mi acaba diye ? Geceleri 3-4 kez kalktıgımız ve cogunlukla işe zombi gibi geldiğim için ben en azından gece emmelerini kesmek istiyordum ama diş çıkarma dönemyiyle çakışıp kriz boyutunda ağladığı için bir süre daha ertelemiştik. Ne olursa olsun insan evladına kıyamıyor işte . Ama benim bu yazki y.dışı eğitimi kesinleşipte uzun bir süre ayrı kalma dururmumuz kesinleşince , artık olaya müdahale etmem gerekliliği doğdu tekrar.

İlaç kullanıp sütü kesmeyi düşündüm önce , saglık ocagındaki dr. nedense bu tür seylere pek karsı , desteklemedi beni. Halbuki prolaktini azaltan ilaclar varmıs ve 1 hafta içinde etkisini gösteriyormus. Neyse dr. Öncelikle siz normal yollarla bıraktırmayı deneyin dedi. Eyvallah ama benim cocugum kadar süte düşkün birinide normal yollarla caydırmak zor . H. İçi nispeten rahatım çünkü ofis saatlerimde emzirmiyorum. Ama sabah ve öglen emziryorum. Aksam iş dönüşü törenle karsılanıyorum ve üstümü degiştirmeye bile fırsat bulmadan yine emziriyorum . Yatarken cogunlukla yine. Gece 12 – 2 ve 4 kalkısları derken ( E çüşş dediğinizi duyar gibiyim artık ) Ama durum böyle arkadaşlar. H.sonları ise daha da vahim . her canı istediğinde yanımda bitiyor, canımdan bezdiriyor beni bazen . Misal gecen hafta alışverişteyiz , küçük hanım pusette uykusunda. Bende tchibodayım üstüme birseyler deniyorum , güzel bir yazlık elbise buldum , üstelik mandıra annelere göre bedenide var . Neyse , seninki uyanmış bu ara , ben kabindeyim . Avaz avaz aglıyor memeee diye. Babasının sesini duyuyorum , saknleştiremiyor , sulugunu fırlatıp atıyor falan. Gelen gecen egilip soruyor , niye aglıyorsun diye . Bu arada ben cabuk cabuk giyinmeye calısıyorum dısarda bunlar cereyan ederken. Velhasıl bu krizin sonu Eloş hanımın kabine gelmesi ve eciş bücüş bir sekilde küçük buzagıyı emzirmemle son buldu . Bu bir örnek sadece. Benzer versiyonları defalarca yaşanmıştır)

Yöntem olarak biber falan kötü geldi , birisi sirke sürerek tiksindirmiş sanırım , bi deneyeyim dedim gecenlerde . İmkanı yok . Sirkeleride yaladı yuttu , üstüne sütünüde içti , ohhhh…

Bir kezde biber süreyim dedim. Karabiber az sürdüm ama , agzı hafiften yanıp geri cekildi , ama ısrarla tekrar ve tekrar yine geldi . Çok kötüydü ya , alt dudağı büze büze içli içli bir ağlayışı var sormayın . Neyse buda olmadı , devam ettirebilecegim bir yöntem degildi.

H.sonu babaannedeydik . Şaşırdılar tabi bu yine zırt-pırt basımda meme diye. H.sonu azda yemek yiyor ben sürekli yakınlarında olunca. Bu arada dişi kaşınıyordu sanırım , öyle bir ısırdı ki allahım , ne acı. Öldüm öldüm.. Pitpul gücüyle bastı cenesini valla , ağla ağla bir hal oldum. Artık bunuda görünce babaanne biraz gaza getirdi, kızım artık bıraktır bir şekilde neredeyse 1.5 yasına geldi , doya doya emdi , yemekte yiyor artık , gideceksin de , yavaştan kes artık sen .. Hatta burada deneyelim. Yok dedim olmaz , suraya gelmişiz 3-4 günlüğüne , onuda zehir etmek istemiyorum. Böyle döndük, basladık yeni haftaya.

Evelsi gün nurturiadan arkadasım Elife bir mail attım , ne yaptınız diye ? Biliyorum oda bıraktırmak istiyor küçük danasını , o zaten 2 yaşına da gelmek üzere. Siyah bantla bantlamışlar , 1-2 gün içinde çözülmüş olay. Eşime anlatıyordum , böyle böyle olmuş falan diye, hadi deneyelim mi falan derken bir anda kendimi üst katta bantlarken buldum.

Ela önce bir şok oldu tabi. Uf olmuş dedim ki anlayacagını sanmıyordum. Daha önce kullandıgımız bir kelime degildi ama sanırım h.sonu babaannesinden öğrenmiş. Bu ara zaten bir degişik döneme girdik . Herseyi kayıt altına alıyor sanki . Mızırdandı biraz , ufff falan dedi kendi kendine , gitti.. Bir 10 dakika sonra yine geldi , yine bantlar , yine uff.. İrkilip geri çekildi tekrar . Surat ifadesi görülmeye değer . Sonra ben ona ayran yapıp biberona koydum , bir süre unuttu, ayranı içti . Oynadı vs. yatma vakti yine aynı sahneler, mızırdanmalar.

Mızırdanmalardan şikayetim yok yeter ki aglama krizine girmesin , çünkü en zoru o . Neyse bir sekilde babası tarafından uyutuldu . Gece uyandı 12 gibi , su verdim ayagımda salladım. Yarım saat kadar sürdü aglama hali , sonra daldı tekrar . 4.30 gibi tekrar. Bu sefer avutamadım da . Babamız kalktı , yataga aldı onu, bu arada ben vanish. Basını oksaya oksaya seve seve , Eloşumda Eloşum şarkıları söyleye söyleye daldı tekrar. Babaya çok düşkünüz, o yüzden çoğunlukla ortamda ben yoksam sakinleştirmeyi becerebiliyor. Neyse sabah oldu , bu arada ben kalkıp biraz süt sağdım , zaten rahatsız olmuştum . Sağdığım sütü biberonda verdim , içti. Kahvaltı vs. derken güne normal basladık.

Öğlen eve uğramak istemedim, biliyorum ağlayacak. Zaten bizim gelme saatimizde evde mızır mızır , meme meme memede meme diye türkü çağırıyormuş bebem. Bakıcısı bir şekilde avutmuş , sonra uyumuş zaten . Biz eve gittiğimizde az önce uyanmıştı. Beni görünce direk çıldırdı. Ben yüz vermeyip hemen yukarı kactım , az biraz süt sagıp yine bantladım :) Bantları görünce büyük hayal kırıklığı , isyan tabi. Büzülen alt dudak . Off çok fena…

Bu arada dün gündüz bizim demirleri olmayan koca terasımsı balkonumsu yere demirlerimiz takıldı. Oda hep kacmaya calısır ben engel olurdum tehlikeli diye . Bu sefer öyle olmadı tabi . balkonu actım , topu aldım , bowlingleri aldım . lobutları yıktım , pek hoşuna gitti. Sonra demirlerden bahceye eline ne gelirse fırlattı, yandaki ablası Selin geldi onlada top oynadılar biraz . Pek eglendi , unuttu memeyi falan . Sonrasında babamız gelince daha kolay tabi. En azından oda biraz olsun oyalayabiliyor elayı. Uyku vaktini bulduk bir sekilde . Bir ara bir tas mercimek corba ve 1 dilim ekmeğide götürdü . Karnı tok vaziyette uyudu.

Gece 12.30 gibi uyandı , 30 cc kadar sagdıgım süt vardı , onu içti , daldı. Yatagıma döndüğüm anda mızırdandı tekrar . Sulugunu verip ayagımda salladım daldı . yatırdım , 5 dakika gecmedi yine uyandı , bu sefer onun odasındaki büyük yatakta elime yüzüme dokunarak daldı tekrar . arada meme diye mızırdandı tabi ama bende klasik uf oldu kızım cevabı , onun peşinden ufff diye tekrarlamaları falan ,hafif acıklı vaziyetler. Vee sonra aylardır ilk kez 4 mesaisine kalkmadan sabah 6 yı bulduk . Yine agladı. Bu sefer biberon sürünü reddetti , babaya pasladım , köpeklere bakmıslar camdan ( sesleri geliyordu) ,sonra da babanın Elo türküleri eşliğinde dalmış tekrar . 8 di uyanıgımızda. Bu arada ben hep yan odada yatıyorum çünkü ben ortamda varsam çok fena ağlıyor.

8 den sonrası kolay , çünkü mutfakta hareket var , mama sandalyesinde boyama ya da TRT cocuk , hep beraber kahvaltı derken 8.45 i buluyoruz . ) Zehra gelince zaten Tv kapanıyor , Sonra da gelsin oyunlar , gitsin kitaplar, komşu cocuk ziyaretleri , parklar.

Bugün öğlen yine gitmeyecegim , aksam da baba yardımıyla idare ederiz. Eger haftasonunuda kazasız belasız atlatırsak bu iş tamam demektir. Ben ise ilacsız nasıl atlatacagım bilmiyorum. Bazı kocakarı yöntemleri deniyoruz nane gibi . Umarım cabuk azalır , keza anne için de sıkıntılı bir süreç gerçekten .

Emzirmeyi bırakma denemelerinde 2 günlük raporumuz böyle.

2.06.2010

Toddler Shopping

Eşimle bu aralar sık sık kullandıgımız bir kelime var Eloş için , “Benim Toddler görünümlü İnfantım” diye . Dogan görünümlü şahinden devşirme:) 2 ys toddler bildiğim kadarıyla , e 8 ay daha infant kategorisindeyiz teknik olarak ama kıyafet konusunda çoktan aldık başımızı gidiyoruz.

Eloş yaşına göre iri oldugundan hala gelen bazı hediyeler heba olmakta , bazende tam tersi 4-5 ysında giyebilecegi seyler gelmekte . O yüzden dolap epeyce bir dolu aslında . Bir kısmını kaldırdım artık , seneye giydirmek üzere bekliyorlar .

Ürün kalıpları markadan markaya cok degişiyor. İnternetten sık alışveriş ettiğim için artık epey bir uzman oldum desemde yanılıyorum bazen . E-bayden Amerikadan yaz için ısmarladıgım Osh-kosh 2 yas sortu elimde patladı misal . Zoraki içine girsede Tunanın basına geldiği gibi kalca kısmı sıkı durmasından olsa gerek denge kaybedip düşüyor , baksa bir kareli sort daha yine 2T olup , kalcadan sıktı , laneth . Bayılmıstım halbuki ve bir üst bedeni yoktu , riske girdik ama yemedi yani. Gap , Osh-Kosh nispeten dar kalıplı .Zarada öyle. Gymboreeyi bilmiyorum . Nedense hiç alışverişim olmamış o markadan . Sadece yazlık alttan baglanabilen bir sapka almıstım , gönderi dahil 8 dolardı misal, burada benzer birsey 20-25 tl den asagı degil . ( Akıllı alışveriş: )

Bu ara Gültekinin 1 ay arayla Uk sahalarında bulunması benim için şans oldu . İngilterede bebek sektörü büyük sektör ve burada bilinen markalar yarı yarıya , bazen üçte bir fiyatına olabiliyor. Nexti seviyorum mesela .Kalıpları geniş . 1.5 yas tshitünü giydirebiliyorum mesela Elaya , yada 18-24 yas kalıbıda uyuyor şu sıra . Alacatı pazarında kesfettiğimiz nextçi-zaracı amca topluca hallediyoruz zaman zaman gittiğimizde alışverişimizi . Ama her zaman her isteiğini bulmak mümkün degil , ne cıkarsa bahtına tabi. Marks and Spencera sardım mesela bu ara. 2-3 yas askılı cıtcıtlı body bir tek bu markada bulabildim . Ama renkli yoktu . Bir cok marka 2 yas üstü body calısmıyor galiba. Hele ip-askılı body epey bir arstırdım ama yok.Bilen varsa söylesin .

M&S tekilerde multipack ve sırf beyaz. Bir tanesine iron-transfer pembe bir kurukafa bastım , güzel oldu. Napalım , bazende kendi modanı kendin yarat di mi ama ? Bu arada 7 li pakt body fiyatı 6 pound yani yaklasık 15 lira olup beni benden aldı. Burada bakmadım ama sanmamki 40-50 tl den asagı olsun . Sanki maslarımız cok yüksek gibi birde kac katı para veriyoruz bunlara buralarda , çok gıcık oluyorum , gercekten . Üstlik hepsi burada üretiliyor . Neyse , M&S den 2 li takımlar , multi pack askılı tshirtler , penye sortlar falan derken baya bir doldurmus bizim kocacık çantaları , bende bir kac penye tayt almıstım , bazı tuniklerle kombine ediyorum , güzel oluyor . Kız için secim sansı sonsuz , gercekten sanslıyız. Bende pek pembeci bir anne olmadıgımdan zaman zaman erkek tshirt ve shortlarınada sarkıyorum. Mavilerimiz , yeşillerimizde bolcana var. Kırmızı , pembe , her şey var yani.

Yine eş-dost vasıtasıyla H&M , HE-MA gibi yabancı markaların ürünleride geliyor bazen hediye. Bunlarda da modeller cici , penyeler kaliteli ve kalıplar istediğim ölcüde genelde , bize uygun . Bazen ihrac fazlası olarak yine pazarlara düşebiliyor , bulursam kacırmıyorum . Ama cokta rastladıgım söylenemez .

Birde unuttugum LC waikiki var , kızlar için gercekten cok cici seyler bulunuyor, B&G de 70 lira olan bir sortun benzerini 18 liraya mı ne aldım mesela . Büyük fark , üstelik ayaarlanabilir bel kısmı sayesinde biraz büyükce alıp 2 sezon giydirmekte olası .

Mothercare de olabilir ama bize uzak , indirimlerini takip edemiyorum pek . Aslında kalıp olarak sevdiğim bir marka . Sezonda ise pahalı buluyorum.

Anlayacagınız 2 numaralı markamı , pazar mı sorusuna her ikiside diyebilirim . Markalı cocuk ürünlerine sezon fiyatı ödemekten yana degilim . Ama kaliteden yanayım tabi:)

1. nasıl giydiriyorsunuz sorusu ise rahatlığına öncelik vererek olabilir sanırım .

3. Ütü Olayı : Evet Elanın giydiği hersey yıkandıktan sonra ütülenir , cünkü buranın suyu çok sert , kireçli . Başka türlüsünü düşünemiyorum zaten .

4. Terlik mi-sandalet mi ? Sandalet . Hem Gültekin Uk den getirmişti( erkek sandaleti getirmiş:))) , hem hsonu Deichmandan uygun fiyata adidas bulduk , kum içinde iyi . Terlik ayagında tutmayacagı için annenin crocs sevdası seneye kaldı :) Kum için neoprene tarz deniz ayakkabısıda almıs babacık . Onlarda tamam yani.

5. Sapka sorunu : Bagcıklı sapka ile cözüldü sayılır , ama bazen basından atıyor.

6.Malum deniz mevsimi açıldı. Mayo kullanıyor musunuz? Öneriler?

Ben güneşi severim ama eşim hiç sevmiyor , o yüzden 5 ten önce denize girmek lüksümü kaybetmiş durumdayım aslında . Ela için de dikkat eder olduk . Gecen yaz little swimmers kullanmıstık . Bu yaz için hem mayosu , hemde UV korumalı mayo kumasından tshirtü olan bir setde edindik . Özellikle kova kürek olayına girecegini düşündüğümden o tarz bir seti daha cok kullanacagımı düşünüyorum. Islanma sorununa ise sanırım yanımıza birkac yedek tshirt destegi yaparak her halükarda vücudunu direk gün ışığına maruz bırakmamaya dikkat ederek çözüm bulacak gibiyiz.

Zamanın birinde Uk de au-pairlik yaparken evin annesi bir tshirt küçüldüğünde veya bir sekilde kullanılamaz duruma geldiğinde atar ve yerine ancak ve ancak 1 tane alırdı . Ucuz gördüm diye bir ikincisi veya 3.sü asla olmazdı. Böylece dolaplar her daim düzenli , kıyafetler belli sayıda olurdu. Ailenin durumu cok iyiydi ama yinede almazlardı öyle cok fazla kıyafet falan . Düşündükce en iyisi diyorum ama uygulamaya gelince cuvallıyorum galiba. Akıllı alışveriş yapmaya çalışsamda bazen kantarın topuzunu kaçırıyorum sanırsam , ama yinede çok çok müsrif sayılmam bu konuda .

5 kişiye pas atmam gerek ama birkac gündür blog aleminde olmadıgımdan kimler mimlendi haberdar degilim . Begenen alsın , kendince cevaplasın bu mimi