28.02.2011

Son günler

Bir süredir üstünde konustugumuz müzikli oyun grubu projesi gece hafta demo dersiyle hayat buldu . İlk ders için beklemediğimiz sayıda bir kalabalık olunca grubun 2 ye ayrılmasına karar verildi ki zaten mekan normalde gitar veya piyano için ders verilecek minik odacıklardan olustugundan 8-10 cocuk kaldıracak büyüklükte bile degil . Hallolacagını umarak bir heves haftaya devam etmeye karar verdik .



Videodada görülecegi üzere benim kız kendini ortalara atarak ,sallanarak tempo tutarak , alkışlayarak maximum düzeyde olaya katıldı. Hatta ögretmen hanımla kısa sohbetimizde daha önceden antremanlı oldugunu , you tubedan şarkılar dinleyerek eşlik ettiğimizi söyledim . Belli dedi. Yalnız şunuda eklemeden geçmedi. Aslında her çocuğun içinde ritm duygusu veya müzikten keyif alma durumu mevcut , lakin onları doğru yönlendirmekte gerekli. İşte bizim burada yapacagımız bu dedi. ORFF yöntemi denilen bir methodla bunu yapacaklar , öncelikle kendi vücutlarını kullanarak , sonrasında basit çocuklara yönelik aletlerlede olayı geliştirecekler. Sanıyorum bu tür bir programı uygulayan bir yer yok henüz İzmir'de. Bu anlamda biz biraz denek fareside oluyoruz . O yüzden çokça uzun uzadıya anlatmak istemiyorum. Memnun kalırsak daha detaylı bilgilerle , İzmirdeki anneler önerilerde bulunabiliriz sanırım.



Bunun dışında Urladaki cogunlugu yabancı annelerden olusan playgroup katılımımız çok düzenli olmasa da devam etmekte . Malum kış tatili , şehir dışları derken aksattık ama bugün tekrar sahalara döndük . Keyifli geçti. Persembe kostümlü bir play groupu kacırıyoruz , benim 6 saat dersimin oldugu bir gün :(( Çok üzüldüm , eğlenceli olabilirdi. Üstelik Eloşun kostümü bile vardı aslında , ne şans...

Anlayacagınız hayat çoğunlukla Elanın etrafında dönmekte. Doğum günleri , arkadaş grupları , özel görüşmeler derken kaptırdık gidiyoruz . Anne ise ara verdiği spora dönmek için gaza gelmeyi bekliyor. Güya bugün gidecektim spor salonuna , yine üşendim ve oturmuş bunları yazıyorum . Vermem gerekenlerin üstüne 1-2 kiloda koyunca iyice sıkılmaya başladım aslında , bilmiyorum nolacak bu kilolarla derdim :((

Bu arada terrible merrible ama ben 2 yaşın getirdiklerini çok sevdim . Kızımla artık monologlar diyaloga dönüyor , her gecen gün yeni kelimeler dağarcığına ekleniyor. Kebelek kebelek deyip kendi etrafında dönüp bizi güldürüyor:)) daha neler neler ...

Sağlıkla , güzelliklerle büyü canım kızım benim.

21.02.2011

Bir İkea Ribba Raf Sistemi Procesü

 
Posted by Picasa


Projemiz için önce odamızda uygun bir bos duvar belirlenir. Rafların deliklerine denk gelen yerler noktalarla işaretlenir. matkap ile babaya deldirilir.

 


Vida boyutu ve dübel olayı ile yakından ilgilenilir. Ön test yapılır. Sonra yine anne ve babanın yardımıyla raflar dübellere vidalanarak projemiz bitirilir.

 


Bebek karyolasından bozup okuma ve oturma pufu haline getirilen zamazingoyla güzel bir kombinasyon yapılır .

 




Eh bu kadar ugrastan sonra bana da keyifli okumalar artık ..

Not. Raf önerisi için Çok Bilmiş anneye teşekkürler.

17.02.2011

25.ay

 

 

 

 
Posted by Picasa


Ara verdim mi bir daha toparlayıp yazmak zor oluyor , ama yinede arayı fazla açmamalı.

Evimizde 2 yaş çocuğunu olduğu tüm hallerinden belli gerçekten de.
“Ela şunu şöyle yapalım”
“Hayıy anne hayıyyy”
“Ela şurayı toplar mısın ?”
“Hayıy baba hayıy”

Henüz kelimeye yeni aşikar oldugumuzdan babayla birbirimize gülüyoruz şimdilerde . Söyleme şekli , tonu hoşumuza gidiyor . Ama ilerde büyük inatlaşmalara sebebiyet verebilir .

Kitap sevdamız tam gaz gidiyor. Elinde sürekli bir kitap , “oku anne oku”, “oku baba oku” veya kim varsa aile yada arkadaslardan , herkese “oku oku oku” :) Bense okunacaklar için, hala kocamı ikeaya götürmeye ikna cabalarımla ugrasayım ( 60-70 km ) kitaplar degişik yerlerde sürünerek sinirlerimi bozuyor . Zaten sabırsızım , odada rafların yerini bile hazırlamışım , öyle bekliyorum haftasonunu , bakalım Gültek bey lütfeder de götürür mü diye ? Takınca güzel olacak , yavrunun kitapları düzene girecek inşallah .

25. ayımızın favori kitabı ise Değnek Adam . Her resimde degnek adamın yerini tespit etmeyi , degnek adamın karısını görünce anne anne diye bagırarak işaret etmeyi seviyor. Kitaplarda en çok dikkat ettiği şey anne, baba ve çocuk ( bebek) unsurları . Mutlaka ayırt ediyor ve hikayenin herhangi bir yerinde bu anne , bu bebik , bu baba gibi çıkışlarla araya giriyor :)

Gectiğimiz hafta 3 günü yolda gecen 1 haftalık bir break verdik İzmir-Ankara-Isparta-İzmir hattında . Ela en yakın akrabalarını yani anneanne, dede, dayılarını, kuzenlerini, Fundasını, babaanne( hala babaannesine BABİLİ diyor) , Kayacan ve dedesini gördü. Hepsiyle ayrı ayrı takıldı , coştu. Tadını çıkardı . Fundanın ablası Lulunun pamuk kedisi Lokumu sevdi . Başak ve Çınarla tanıştı . Nil ve Özlemle son dakika çıkan bir aksilik yüzünden görüşemedi :( İlk kez kara dokundu , soguktan eli acıyınca agladı :)

Eve dönüş onun için ayrı bir sevinç , oyuncaklarını , Luli kanalını , hamurlarını özlüyor olsa gerek . Tatili mutlu geçsede evin yeri bambaşka hem onun , hem bizim için . Home sweat home :)

Dün aksam beni kopartan replik :

H: Ela sen annenin tatlısı mısın ?
E: Hı hııı ebet ….

Ve anne Eloşun kaymaklara yumulur …

İşte böyle geçiyor son günler…

3.02.2011

Uykucu Turşucu

 

 

 
Posted by Picasa


Pozumuz Arca'dan çalıntıdır :))

Sabahleyin odasına gittiğimde bu halde yakalayınca karelemeden edemedim .

Yirim seni yirim çocugummm :)

1.02.2011

Kayyuluk

 
Posted by Picasa


Nurturiada olanlar belki farkındadır , bir süredir evde düzenlenmeyi bekleyen kitaplarımız için çzüm arayısı içindeyim . DIY projeleri çok sevdiğimden , yagmur olugundan ( rain gutter book shelf) kitaplık yapımı bile kafama oldukca yattı . Lakin hafta sonu 3-4 tane hırdavatcı gezdiğimizden internette buldugumuz projeye uygun kibarlık ve incelikte oluk bulamadık . Dolayısıyla benim duvara monte raf sistemim , marangoza ısmarlanacak baska bir projeye dönüştü ama henüz uygulamaya konamadı malesef .


 


Dün ofis arkadasıma malum gelen bir kolinin sekli ( karemsi) ve içindeki zig-zag parcalar ufak kitapları toparlayacak mini bir kitaplık için çok uygunlardı . Bu sabah arkadasım kutuyu tam da çöpe atmak üzereyken aldım , yan kenarları hafif verev olarak kestim . Eger üstünde yazılar olmasa o kaliylede kullanılabilirdi ama ben görünen yüzeyi acık sarı dosya kagıtlarımla kapladım , zigzagları oranlayıp tabana yapıstırdım ve tata....

İşte Eloşun küçük ve ince kayyu kitaplarını biraraya toplamak için komidin üstü bir cözüm .