13.09.2010
Anne buyyydaaaa !!!
Günlerdir yazmaya üşendiğim bu postu ortalık sessiz ve sedasızken yazıp bitireyim. Şu an gecenin 2'si el-ayak tamamıyle cekilmiş. Sanırım 4 günden beri benimde yanlız kalabildiğim tek an. Değerlendirelim:)
Japonyada son haftam hem gün sayarak , gayet de sabırsız geçti. Son hafta özlem tavan yapmıştı artık bende. Eloşumda yüksekce yerde duran bir aile resmimizi birseylerin üzerine cıkıp alıp alıp sürekli annom diye öpmesi yavrunun durumunu da acıkca ortaya koyuyor zaten . Birde düşünün halimi sizde bunları duyupta yanında olamamanın verdiği sıkıntıyı.
Neyse büyük heyecan ve karmakarışık duygular ,13 saatlik Japonya-İstanbul uçuşundan sonra hiç geçmek bilmeyen İst-izmir uçuşu sonrası gece 12 gibi eşime 1 e dogru yavruma kavuştum . Ela o gün heyecan yapmış sanırım biraz , uyumamış. Babada beni almaya gelince evde yaygarayı basmış . Akşam 5.30 dan sonra Gültekin tamamen Eloşa rezerve bir 2 ay geçirmiş. Tüm gün babaanne-dedeyle mesut mutlu yaşayan Eloş aksaşmları babasından başka kimsenin yüzüne bakmıyormuş. Aşırı bir düşkünlük . WC de bile rahat vermeme halleri , lohusalıgın ilk günleri gibi misal.
Geldiğimde babaanneyle kapıda karşılandım, onun deyimiyle ayabadan inenin babası olmasını bekliyor olmalıki oldukça şakın , mel mel suratıma baktı ilk önce. Doğrusuya hiç öyle kucağıma atlar bir pozisyon yoktu yani. Baba içeri girince ona doğru bir hamle yaptı önce , sonra ben kucagıma aldım , sevdim biraz .Ağlamadı ama fzlada tezahürat etmedi yani. Neyse hep beraber indik salona. O sırada hem aile sohbeti , bir yandan da Elayı sıkıştırma falan derken , ısınma turlarını atmış olduk . Gece odamızda iken babasına sarılıp öptükten sonra "baba anno buuuyda , hahahah anneeee buuydaaa !!!" demesi ve bunu defalarca tekrarlaması ise beni koparan kelimeler oldu. Sonrada sarılıp elimi kolumu öpmeye başladı zaten , sanırım bir anlamda jöton düştü kendisinde. Gültekinde şaşırdı aslında. Ne kadar özlediğni çaktırmıyormuş falan dedi.
İlk 2 gün oldukca tuhaf geçti. banyoya , wc ye girecek olayım evde kıyametler koptu. Büyük panikle evde beni aramalar , sesimi duymayıp görmeyince sakinleşmemeler ... Anlayacağınız tekrar kaybetme korkusu çöreklenmiş minik yüreğe . Çok çok fena. 2 aydır hiç bu kara derin pişmanlık hissetmemiştim doğrusu , döndükten sonra yavrunun bu halleri mahvetti beni gerçekten . Şu anda daha töleranslı gibi ama henüz hiç ayrılmadım yanından.Yarın şe götürecegim . Zaten bakıcımda yok henüz . Bu dönemi bir süre beraber gecirmek istiyorum , yavrum tekrar bana güvenene kadar . Yıllık iznimden kullanmak istiyorum , derslere 2 hafta daha var , bakalım bölüm başkanı ne diyecek gelir gelmez izin hallerine .
İşte böyle 4 gündür , birbirimize yapışık bir halde yaşamaktayız. Arar ara esip aklına geldikce sarılıyor , kollarımı , yanaklarımı öpüp , anne buyda , anne buydaa demeye devam ediyor . Bense hem buruk hem mest.
Resimler bayramın 1. gününden . Tam bir park hastası , çok hareketli, tutabilene aşk olsun. Şu bizim lojmanların moktan parkından nefret ediyorum. Hem tehlikeli hem renksiz . Resme konu olan ise , bol çeşitli ve renkli olunca Ela kendinden geçti. 1 saate yakın seviç çığlıkları atıp koşturarak tadını çıkardı.
Ertesi sabah dede ve babaanneyi yolladık evlerine , Ispartaya. Kuzucuk arabanın arkasından pek mahsun bakakaldı. Derin düşüncelere daldı. Çok alışmışlar birbirlerine de. Dönünce onlarda pek buruk olmuşlar. Dedesi napcam ben Eloşsuz diyormuş :) Elada şimdi ara ara dede, babila(babaanne), Naan(Kayacan abisi ) kelimeleri gecen cümleler kuruyor , hikayeler anlatıyor bıdı bıdı biz pek anlamasakta. Zaten kullandıgı kelimelerde acayip artış var. Hal hareketler çok degişmiş. İstediğni daha rahat anlatır olmuş. Elimden sürükleyip dolaba götürüyor süt isteyince mesela . Parmakla gösteriyor , bazı yiyeceklerin ismini biliyor , elma , armut , muz mesela . Bilmediğinide anlatıyor zaten. Ve uyuyana kadar hiç ama hiç dur durak bilmiyor. sakin sakin oturup oyuncaklarıyla oynadığı pek görülmüyormuş son günlerde. Masaların , sandalyelerin , sehpaların tepesinde haboyna in-bin, düş, ağla , damacanın suyunu boşalt, mutfak dolaplarının alt katlarını boşalt, sebzeliği kurcala şeklinde gidiyor ev aktiviteleri. Sokakta ise zaptetmek daha da zor. Sürekli bir kişi onu izlemek non-stop vakit gecirmek durumunda.
Bu arada gelir gelmez İzmir nurturia buluşmasınada ailecek katılarak hasret giderdik kızlarla. İstanbuldan gelen Özgecon ve Aylin fıstıgınıda gördük . Gerçi her ne kadar uzun sohbet şansımız olmasa da görüşmek güzel oldu. Zaten bu bebişlerle uzun ve kesintisiz muhabbetler hayal daha bir süre . Özlemişim herkesleri.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
7 yorum:
Hosgeldin:) Kiyamam Elosuma. Kavusmak gibisi yok. Allah ayirmasin.
Sevgiler.
Evet evet kesinlikle , kocaman bir AMİNNNN derim ben bu dileğe
hayatcım biz bile ne biçim özlemişiz seni... iyi ki geldin:)
Allah ayırmasın, hoşgeldin. Gözlerim doldu inan kuzunun hallerine.
Bu son olsun diyelim. Ela kuzusunun etegine, ksesuarlarina, her seyine bittm:)
Gözlerim doldu... Allah ayırmasın bi daha... Kaybetme korkusu tez geçer umarım. Hoşgeldin, sefa geldin Hayat hocam :)
Gece yazılan bu postu bende bır cırpıda okudum.. Allahım uzun ve gerı donussuz ayrılıklar yazmasın...Mınık meleğının senı durup durup optugunu soylemıssın ya.. orada bıttım ıste ...
Yorum Gönder