12.01.2010

Alışamadım


Ya tamam , okulu okurken hiç akademisyen olurum diye düşünmüyordum , rehber olarak devam eder ya da Japon ortaklı bir firmada calısırım diyordum . Hayat aldı beni evirdi çevirdi , İzmirde bir üniversiteye attı . Neredeyse 4 sene olcik allahım , nasıl geciyor seneler .İlk etapta benden topu topu 7-8 yaş küçüklerin hocam hocam demesi tuhaf geliyordu , alıştım. Kendimden 20 yaş büyük profların, doc.ların bile bana hocam diye hitabına da alıştım . İşimi de benimsedim , herşey iyi tamam ama şu dönem sonu notlandırma dönemine alışamadım arkadaş.

Seçmeli dersler kategorisinde ders verdiğimden ve aynı kategoride nispeten daha kolay takip edilebilen derslerle aynı kredilendirilmeye tabi tutuldugumuzdanmıdır nedir , ögrenciyi bir AA sevgisi almıs gidiyor. Sanki AA yı onlar alıyorda BA alınca ben verdim oluyor. Dönem içi dersi aman aman umursamayan, yolda görse selam verip vermemekte tereddüt edenler , devamsızlık sınırını zorlayanlar final günü en sevimli hallerini takınıp , yakında erasmusla dısarı gitme planlarından , y.lisans için ortalama tutturmak zorunlulugundan , sınıf düşme tehditi altında oldugundan, psikolojik olarak çöküntülü bir dönem gecirdiğinden dem vurup , hoca el insaf diyorlar. ( Yardım edemez isiniz hocam , ama hocam AA verseniz ne olur ? )
Sınavlar açıklanınca bu seferde mail bombardımanı , odaya gelmeler vs.vs..

Okulun son senesi mezun oluyorum o zamana dek ana, bölüm derslerinden hiç sorunum yok, dereceye giriyorum falan ,lakin ingilizceden büte kalmıştım da oturup eşşek gibi 10 gün yaz sıcagında sınava calışmıştım. Hiçte öyle hocaya gidelim aman hocam canım hocam yapalım durumu yaşamdık biz zamanında. Ama bunlara not begendiremiyoruz mübarek. Bide diller bir karış 89 nesli çernobilden etkilenmiş nesilmiş , bu modeller biraz arızalıymış :) Öyle diyordu geçenlerde birisi.

Sinir oluyorum , vicdan meselesi oluyor . Hakkaten mağdur oluyorlar mıdır diyorum bazen , ama yine de adil olmak zorundayım. Bide teraziyim üstüne üstlük dengelerin adamı, bozmayın ulen dengemi. Yani tüm bunlar canımı sıkıyor , öğrenci notlandırmayı sevmiyorum. Kampüsten bucak bucak kaçasım geliyor ,öğrenci görmek istemiyorum, alışamıyorum. Alışacağımı da sanmıyorum.

4 yorum:

ilknur malcı dedi ki...

hiç kafanı yorma neyi hakediyorlarsa onu ver.biz ögrenciyken oyle kaprisler nedir bilmezdik.ne hocalar ne asistanlarla hiç öyle not muhabbeti olmazdı olamazdı.sadece ortalama düşük çıksın diye dua ederdik.

a.y. dedi ki...

Aman akademisyenlik sıkıcı iş be. Senin gibi renkli bi insan başka bi iş yapmalı zaten. Bizim öğrenciliğimiz mevzuna girmeyelm yaşlandığımı hissediyorum:) Benim kardeşimde 89'lu bu arada, arıza vermesinin nedeni buymuş demek:)) Ona karşı kullanabileceğim yeni bir koz verdiğin için teşekkürler:))
Çok kolay gelsin bu arada.

İlknur dedi ki...

Hayalcim bir de bunlarin anne baba versiyonu var ki icler acisi. Universiteye gondermissin essek kadar olmus cocugunu ama hala arayip hocaya bizim oglanin boyle bir maruzati var diyenini bile gordum :) Daha neler gorecegiz Allah bilir.

Unknown dedi ki...

Valla hiç kendini sıkma, ne hakediyorlarsa ver. Hayat o kadar kayırmıyor insanı (kinayeli oldu di mi:) alıştırmak gerek gençleri. Sonra özellikle de iş yaşamında hakettiklerini bile alamayacaklar çoğu zaman.

Benim eşim ve Ela da terazi. Siz terazilerde ciddi arızalı bir adalet ve denge mevzusu var:) Hakikaten hayret ediyorum bazen ama çoğunlukla hayranlık duyuyorum.