30.09.2009

Diş Hediğinden


Arefe günü tespit ettiğim ilk dişi aile efradından Ispartada kimse farkedemedi, Ankarada bakalım bizimkiler farkeder mi derken kısmet babama düştü . E adettenmiş anne dışında ilk kim farkederse bebeğe hediye alırmış , bizde hediyesiz kalmadık tabi . Çok şeker ponyli bir pijama takımımız oldu.:)Anneannemiz ve Funda teyzemizden de hediyeler aldık. Bugdayımız aile dostumuz Gülşen abla tarafndan , börek pogacalar abimin eşi Fundadan , diş figürü süslü kek ise benim elimden cıktı efenim :)) Hepsini güle oynaya afiyetle hüplettik . Kuzucuk sana teşekkür ederiz vesile olduğun için :)

Meslek Oyunu oynadık . Yere Deodorant, kalem, kitap, steteskop, peluş, oyuncak gitar koyduk . Elayı yere koyar koymaz direkman deodoranta doğru ilerledi ve tek hamlede kaptı.Pek süslü olacagına karar verdik . Kuzeni Andac ablası bu secimden hoşlanmayıp deoyu elinden kapınca bizimki bu kez kaleme sarıldı . Ek secilen kalem olunca evde alkışta koptu tabi. Eli kalem tutan , okuyan -yazan ( ama süsüde eksik olmayan ) bir kız olacak kendileri sanırsam :)))

Eheheh , yine herzamanki gibi geleneğimizden görenegimizden de eksik kalmadan bir anı daha yaşattık kendimize . Güzel bir gün oldu . Babamız ertesi gün gelebildiğinden diş buğdayından tatmak ve kızının meslek secimini videodan izlemek durumunda kaldı :) Napalım kader , sende gezme bu kadar bakalım kocacım der ve mesajımı iletirimm kendisine buradan:))))Zuhahahah...

28.09.2009

Bayram Şekeri



Uzunnn cok uzun zaman olmuş yine yazmayalı . Bayram dolayısıyla evimizden , birazda teknolojiden uzak kaldık . Dolayısıyla bu arada olan önemli gelişmeleri kayıt altına alamadık .

Arefe günü Isparta yolunda Eloşu oyalamaya calışırken , eline biraz oyalansın dişleri kaşısın diye incir tutuşturdum .Tüm gücüyle meyveye asıldığını biliyordum ama yırtacağı aklıma gelmemişti . Birkaçgündür şişen dişetleri dolayısıyla olsa gerek elimi hiçbirşekilde agzına sokturtmuyordu . Neyse , velhasıl incirin içini dışarda görünce cancankızın dişini patlattığını anladık . Yupppiieee . İlk dişimiz için 8 ay bekledik . Çok mutluyum .3-4 gün sonra 2. dişide göründü , yalnız bunu çıkarırken çok sıkıntı yaptı . Mesela yanagı kıpkırmızı oldu , biri kırmızı bir yanagı beyaz . Bir yanak sıcak diğeri soğuk. İlk etapta acaba farkında olmadan bir yere mi çarptı , bişey mi oldu dedim . Yanakta kızarıklık olarak google da taradım .Bu da diş çıkarmaya paralel gelişmelerden biri imiş. Neyse , içim rahatladı en azından , lakin bebegin gecesi ateşli ve her saat başı uyanmalı geçti . Calpol kullandık tabi .

Bayram güzeldi , İlk harclıklar alındı , hem Isparta hem Ankarada büyükler ziyaret edildi . Diş buğdayımızıda yaptık aile arasında , hediyeler falan . Pek güzeldi . Burada çıkarsaydı muhtemelen yapamayacaktık , iyi denk geldi. Bunlara ait resimleri bir sonraki posta bırakacagım .

Yukardaki resim ise bayramdan . Resim yaptırmak üzere stüdyoya gitmişken , bayram dolayısıyla bebegiyle gelen giden resim çektiren insanlardan etkilenip , biranda verdiğimiz kararla Eloş hanımı spotlar altına aldık:)) İyikide çektirmişiz , harika oldular . Bu resim şu anda masa üstü arka planım olarakta bilgisayarımı süslemekte .

Bugün aklım hep küçük fındığımda , biraz ateşlenmiş yine ,burun fık-fık , diş etkisi tüm hızıyla devam ediyor, bizim için sıkıntılı geçiyor malesef . Yinede keyfi yerinde oyun oynayacak birilerini buldukça çok mutlu yavrukuş .

16.09.2009

Fotolardan bir kuple

Havaalanı güzeli


Duru Hanımla Eloş

Divanda yemek öncesi henüz mutlu zamanlarımız:)


Kahvaltıda mızmız kuzu


Babamız Ortaköy pazarda Eloş için oyuncak secerken


Aşklarummm


Aşkummmm


Pek meşhurdur benim kafa yatık fotolarım :)
Manzaraya laf yok ama...

15.09.2009

İstanbul Dönüşü

Üzerime ölü toprağımı serptiler nedir , blog yazasım gelmiyor bu ara . Hani herkese oluyor zaten de , banada ugrayacagını düşünmemiştim bu hissin.Yazayım dedim , cuma gene yollardayız , bayram telaşesi falan derken yazmaya vaktim olamayacak eminim.

Malum dedim ya 9 eylül evlilik yıldönümü şerefine alınan biletler sel felaketinden tamda 2 gün önce alınmış . İnternetten hava durumu sürekli check halinde , aman cumaya ctesiye acar nasılsa deyip iptalde ettirmedik . Zaten derslerim başladıktan sonra sanmıyorumki bir süre popomuzu buralardan kaldırmak nasip olsun. O yüzden persembe sabahı 5.30 kalkış düdğüyle büyük maraton başladı. Eloşu zorla uyandırdım tabi . Gezi şerefine aldığımız baston pusetimizide yüklendik , bavullarımız , havaalanındayız. Benim yorgunluğa inat Eloş gayet enerjik gelene gidene gülücükler atıyor. Wc de son bir BEZ CHECK yaptıktan sonra uçağa bindik . En ön cam kenarı , daracık bir yer . Bebek kucakta gidiyormusuz . Bilmiyordum , o yüzden anakucagını yanımıza almıştım, kaldırdık sonra . Bebek kemeri denen birşey taktık anne kemerine monteli . Neyseki bebegin hareket özgürlüğünü kısıtlayan birşey değil . Uçak kalkarken emzirmek gerektiğini daha önce bloglardan öğrenmiştim , aynen uyguladım. Hosteslerin asla ve asla herhangi bir uyarısı veya bebegimiz var diye özel ilgi ve ihtimamı olmadı doğrusu . Bu anlamda hayal kırıklığına uğradım . Netekim dönüşte arkamdaki bebek çok ağladı , belkide annenin böyle bir öneriye ihtiyacı vardı, yapılmadı . Yani pegasus = tumbs down .Zaten pek cok hostes bebekli yolcudan , anakucaklarından falan nefret edermiş . Öğrenmiş olduk . Çok şükür ki çocuğum meme lover olarak giderkende dönerkende sorun cıkarmadı, emzire emzire gittik-geldik :)

İlk gün babamız konferansına biz Tugce ve Duruyla buluşmaya . Akşama kadar beraberdik , geçen sefer burada fazla vakit geçirmediğimiz için üzülmüştüm, bu kez ferah ferah görüştük sayılır, gerci saatler hızlı aktı yine ama . Ctesi tekrar görüşmek üzere sözleştik .

Cuma Pier Loti - Santral İstanbul planları hava şartlarından dolayı yattı. Üstelik havada yoğun bir sıkıntı vardı , rahatsız edici , günün ilk yarısını uyuyarak, diğer yarısını Gebzeden Nişantaşı- Ortaköye ulaşmak için kullanmak durumunda kaldık. Ortaköyünse tam göbeginde kaldık , müthiş güzel bir yerde kaldık , akşam yemeğimiz ise Kuruçeşme Divandaydı . Tam bir ramazan treat diyelim . Süslendim , püslendim şıkır şıkır , Elayı yedirdim . İftara az vakit kala ordayız . Allahtan restoranda kimse yoktu , çünkü Ela sağolsun 19.30 da bir başladı uyuyana dek hiç bitmedi vızıltısı . Ne yediğimden ne içtiğimden bir şey anladım , yemekteki sohbete katılmak ne mümkün . Sanırım Ela'nın diş kaşıntısı azdı o sıra . Divanda garsondan soğan isteyen tipler :))))) Milleti seferber ettik ama uyuyana kadar susmadı . Neyse , allahtan sevimliliğinden kurtarıyor kerata da kimse kızamıyor. Gec vakitte eve geldik , sabaha karsı Ortaköy camiinden gelen ezanla irkildim , Eloş ise korktu sanırım , ağladı biraz . Tekrar emzirip uyuttum. Sabah Ortaköy Kahvesinde muhteşem bir kahvaltı ( o sırada Elayı arkadasımıza sattık ) , tezgahlar arasında dolaşma derken öğleni bulduk.( bu arada ortaköy tezgahlarında çok şirin tahta oyuncaklar , babet bebe patikleri bulabilirsiniz, harika şeyler var ). Sonrasında Kadiköye geçiş.

Kiraz Dorit Yas, Duru ve Tuğçem le buluştuk . Özgür Anneyle Eloş sağanağa tutulup gelemediler :(( Üzüldük ama ısrarcıda olamadık artık . Güzel bir yemek ve çocuklardan kalan zaman arasında 2 lafın belini kırmaya çalıştık. Kirazlar erken kalkınca Tugceyle bagdat caddesinde mini tur attık , bebeklerin kutsal mekanı mothercare tavaf edildi , sonra tchiboda kahveler içilip cheese cakeler mideye indirildi . Akşamıda ettik zaten . Sonrasında Durular evine biz benim üniversiteden ev arkadaşım İreme yollandık . İrem evlendikten sonra ailecek görüşme fırsatımız olmamıştı , bebeğide ilk kez görüyorlardı zaten . Akşam onlarda kaldık , konusacak çok sey birikmiş zaten . Yedik içtik , bol muhabbet ettik , sabahta beraberdik . Çookk iyi geldi bu buluşma bana , özlemişim canım arkadaşımı. Anneannesine gittik sonrada.Onuda pek severim , okurken ögrenci evimize sık sık gelir , bize bakardı , tatlı tonton bir teyze . Neyse ,onuda gördük velhasıl, çokta iyi oldu . Resimlerde cektik ama dün makinaya aktarırken duble hata yapıp hem ogüne hem bebeler buluşması resimlerinin kaybolmasına sebebiyet verdim :(( Birde ona sinirim bozuldu dün yok yere.
Sonrada Gebzede dayılara ve Mehmetlere ugradık . Oradan Sabiha Gökçene .
Ve evimizdeyiz.

Yazarken ben bile yoruldum inanın , bebekle orada oraya , valla yine iyi dayanıyor Eloş bizim tempomuza. Garibim doğduğundan beri geziyor . Şimdiise cumaya Isparta- Şarkikaraagac-Ankara-İzmir hattı .Ankarada Özlemle buluşmayı umuyoruz .Dönünce İzmirde İzmirli bloggerlar buluşacağız inşallah . Herkesleri gördük , burnumuzun dibindeki arkadaşlarımızla görüşemedik bir türlü . Arca ve Tunişle tez zamanda tanışıla artık :)))

7.09.2009

Yorgunum Huleyynnn


Elanın gece uykularıyla başım dertte . Bir süredir gecede 1 kez kalkan yavrum 2-3 kez kalkıyor ve her defasında emmek istiyordu. Post yazmadığım hafta boyunca bu kalkışlar daha da arrtı ve dün gece zirveye ulaştı bizim evde de. Tam 8 kez evet 8 kez uyandı . Ben zaten birkac gecedir Elanın odasına kamp kurmuş gibiyim . Gecenin yarısını kendi odamda geciriyor ve bu arada 3-4 kez gidip geliyor, gece 4 ten sabaha dek onu odasında kah cekyatta kah yerdeki minderlerin üstünde sürünüyorum . Halim çok vahim .

O kadar Tracy abla okumusum , kadının gönlü hoşolsun ve bizim obez kilolara kilo katmasın diye gece emzirmemeye , veya 3 te emzirip sabaha dek öyle idare etmeye calısıyorumki ne mümkün ? Her seferinde sanki ayagına basmışız gibi acı acı aglıyor , ne yatır-kaldır , ne pış pışlar kar ediyor . 2-3 gündür agzına parmagımı sokamıyorum , direk ağlıyor. Dün gece ilk kez tahıllısınıda yemedi , agladı . Onun yerine meme verince sakinledi. Bir yandan dişleride kaşıyor o esnada sanırım . Yani artık patlattı patlatacak diye gün sayıyorum , öyle yorgunumki , masamın üstüne başımı koyup gidebilirim şu an .Bu yorgunluğa işe gelmekse hiç çekilmiyor.

Evlilik yıldönünümüz sebebiyle kocacım bana bir jest yapıp bizi İstanbula götürmeye karar verdi . Çok heyecanlıyım , bebekle ilk uçak yolculuğu nasıl olacak ? Birde bu diş durumları çıktı . Zamanlama doğru mu oldu bilmiyorum , ama gideceğiz. Umarım 2-3 gün içinde sıkıntımız hafifler biraz.Biraz benimde değişikliğe ihtiyacım var . İstanbula gitmeyeli epey oldu .Duruyu Elayı özledik , Doritlede tanışmayı umuyoruz . Bakalım bakalım :)))

2.09.2009

Kuzu işbaşında



Ela hanım emeklemeye başlar başlamaz saldıray pozisyonuna geçti. Bilgisayarın kabloları çekiliyor , ulaşabilme ihtimali olan yerlere el atılıyor artık. Tel sarar yapmayıda öğrendi .Bugün ellerimden destek alıp kalkmaya başladı. El çırpıyor bide. Allahım resmen 2-3 günde bir yeni beceriler kazanmaya başladı. Gerçektende hızlı bir değişim dönemine girdi sanki. Şaşkınlık içindeyim.

Yarın ilk işim mecburen şekil A'da görünen sehpayı kaldırmak olacak. Sonrada bilgisayarı şu an bulunduğu yersen kaldıracağım. Kabloyu daha hızlı çekerde üzerine düşürürse mazallah...

Bir Fikir

Hem katı gıdalara gecmek hemde çalışmaya başlıyor olmak , zaman zaman miktar olarak fazla yaptıgım bebek yemeklerini stoklamaya itti beni. Daha öncede Özgür Anne kıymaları küçük toplar halinde sakladıgını ve gerektiğinde büyük parca kıyma cözdürmediğini ve Ela için bunları kullandıgımnı söylemişti.



Gecen gün Ela için birkac kez cekilmiş yagsız kıymasını buz kalıbına koyup dondurma fikri belirdi kafamda. Özgürün fikrine pek yakın. Sonuç hoşuma gidince gecengün fazladan yaptıgım sebze corbasını ve daha sonrada sagdıgım sütleri bu sekilde dondurmaya karar verdim . Sabah kahvaltı maması için birkac küp yeterli olabilir mesela . Dondurdugum 150-200 ml.lik sütleri çözdürmeye lüzum kalmayacak böylece az miktarlar için . Paylaşayım istedim.

***

Üçkağıtçı Eloşu bugün biberonundan kana kana su içerken gördüm öğlen vakti eve geldiğimde . Demek ki istediği zaman biberondan içebiliyor . Yani bana yaptıgı tamamen tepkisel . Hala sütü biberondan almayı red ediyor çünkü.

1.09.2009

Kuzunun Annesi İşte


Bugün işte ilk günüm. Sabahtan öğleye kadar iyi atlattıkta , öğleden sonrası için aynı şeyi söyleyemeyeceğim.Kuzucum tam anlamıyla burnumda tütüyor.


Yeni resimlerinden birini bilgisayarın ekranına koydum gelip gidip bakıyorum :)Dönünce hain planlarım var . Direkman üstüne atlayacak ve tatlı kaymağa saldırıya geçeceğim . Zuhahahhahha:))))

Su an derslerde başlamadığı için burada olmak pek anlamlı olmasada bir anlamda mecburuz. Gün aheste geçmekte.Lazy days. 2 oda arkadaşımda bu hafta izinde olduğundan sıkıldım doğrusu. Biranönce eve gitmek istiyorum .

Sabah 9 a doğru çıktık . Ela bakıcısıyla puset turuna gitti. Saat 10 gibi uyumuş , bizde 12 de eve yollandık . Kapıdan girdiğimiz an uyanmış tesadüfen .Hemen emzirdim . Biraz seviştik- koklaştık . Birşeyler yedik ve bebeğimizi Gülay ablaya emanet ettik tekrar. Elektrikleri tuttu sanırım, bugün uyuturken hiç ağlamamış üstelik. Aman aman ne iyi dedim.

Dayanamiciimmm , hadi gideyim ben .Vakitte gelmiş .